Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ünal Türkeş

Ünal TürkeşKurtuluş Savaşında Muğla yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
1
Okunma
0
Beğeni
49
Görüntülenme

Ünal Türkeş Gönderileri

Ünal Türkeş kitaplarını, Ünal Türkeş sözleri ve alıntılarını, Ünal Türkeş yazarlarını, Ünal Türkeş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan vardır; vatanına ve toplumuna bilerek bağlıdır. Gene insan vardır, vatan ve toplum bağı onun için hiç de önemli değildir. Bir diğer insan vardır ki, en tehlikesi budur. Etnik olarak, mezhep olarak, kültür olarak yurdun ve ulusun kopmaz bağı gibidirler. Ancak biraz sıkıştıklarında Ça­panoğlu kesilirler. Onlar için ulusun çıkarı, kişisel çıkar­larının çok çok gerilerindedir. Bayrağın yerine atlası, «ide» in yerine parayı, ülkünün yerine goygoyu geçerli kılarlar.
Sayfa 410
Arkada kalan yalnız bağnaz, kapalı, skolastik ve Aristokrat mantıktır. Önde giden Atatürk Milliyetçiliği, onun devrimlere ruh veren pozitif felsefesi ve durmayan, durmayacak olan çoğalma, aşama ve büyüme gücüdür…
Sayfa 394
Reklam
Kurtuluşun somut ve soyut yönlerinde yalnız Muğ­la eri ve zeybeği görülmez. Muğla kadını da bu yolun şe­refli üyesi olarak bağımsızlık kavgasının içindedir. Kur­tuluş Savaşında Mekkareciler denince akla Muğla Mek­karecileri gelir. Mekkareci, deve ya da hayvan katarlarıy­la ikmal depolarından düzenli ordu cephelerine, araç, ge­reç, cephane ve yiyecek taşıyan kişidir. Eri, oğlu, karde­şi, cephede yurdunun kurtuluş savaşında, toprağının ba­ğımsızlık mücadelesinde, namusunun onur davasında olan Muğla Kadını, dağbaşlarında yanan ve ışığı ovalara, vadilere dökülüp dar geçitlerden enginlere süzülen birer çıra alevi gibi, kurtuluşun ateşini ölçerir.
Sayfa 392
Kurtuluş odur ki, yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle, insan ve kültür kay­naklarıyla, sanayi ve küçük sanatıyla bir bölge, bir kitle, bir yurt ve bir ulus savaş alanında savunulur ve tümden ayaklanarak zafere gidilir. Bu zaferin destanı silah ve üs­tün moral gücüyle yazılır. Ve bu tarih çiğnenen hakların zalim elinde geçen yakışıksız durumun, ulusların bağımsızlığına saygı duymıyanların önlerine bir ibret levhası halinde atar.
Sayfa 389
«Muğla ahalisi çok temiz, çok vatanperver bir halktır. Aynı savaşların başlarında, Erbeyli Baskınında ve Aydın Muharebesinde Muğla Halkının evlatları da ateşaltında hizmetler görmüştür. Yine o Muğla halkı, Aydın Muharebesine, oralardaki depolarımızdan silah cephane nakliyatını süratle temin etmişlerdi, cephede başlangıçtan beri evlatları­ bulunmuştur.»
Sayfa 376 - Miralay Şefik Bey
«Bozöyüklü Hacı Süleyman Efendi kendi muhitinde milli mücadele için ortamı tam başarıyla hazırlamıştı. Şimdi de bu maksatla Çine’nin tanınmış kişileriyle temas edecekti... Heyet işe başlayıp memleketin umumî vaziyetini gö­rüşürken Müftü Efendi: – Yalnız Yunanla kalsak kolay, fakat müttefikleri de var ve kuvvetli... deyince, Hacı Süleyman Efendi sami­mi bir eda fakat şiddetli bir lisan ile müftüye cevap verdi: – Hoca hoca... İngiliz, Fransız, kim olursa olsun memleketimizi kurtarmağa çalışacağız. İcabederse hepi­miz şerefimizle öleceğiz, yeniden biteceğiz, diye bağırdı... »
Sayfa 310
Reklam
21 Haziran 1919, Celal Bayar
“Biraz Güney'e kayan Doğumuzdan kesif silah sesle­ri gelmeğe başladı. Mesele anlaşılmıştı. Kuvayı Milliyeci­ler Erbeyli İstasyonundaki Yunan Bölüğüne baskın yapı­yordu. Tatlı bir heyecan duyuyordum. Peşinde koştuğum hülya hakikat oluyordu. İşittiğim silah sesleri, kurtulu­şumuzu, istikbalimizin, istikbalimizin emniyetini müjde­liyordu. Sevinç içinde idim.”
Sayfa 308
Fethiye, Kuvayı Milliye toparlanışına geçerken de adını sık sık ön plana çı­karır. Fethiye'nin aktüel canlılığında aşırıyla durgunun, tutucuyla atılganın, Aliman Ağayla Kaz Ahmet'in tek tek ağırlıkları, tutum ve davranışları vardır. Menteşenin bu büyük ve geniş ilçesi, tesbit ettiğimiz geleneğini daha Men­teşe Beyden önce Seki Yaylaklarına gelip Bizansa kafa tutan ve hatta yer yer bağımsız topraklar edinen eski Türkmen atalarından alır. O Türkmen atalar ki, bu yur­dun kültür, uygarlık, estetik ve moral dokusunu doku­muşlar, anavatan kavramını Önasya Türk Tarihinin en dokunulmaz unsuru haline getirmişlerdir.
Sayfa 270
Ejderhaoğlu Muhammet Efe'nin yarı ağlamaklı yarı parelenmiş gür sesinde evrensel vicdana ses­lenmektedir : «Biz karılarımızın, çoluk çocuğumuzun Yunan ayağı altında çiğnenmesini mi göreceğiz? Ne duruyoruz?.. Bizde kan kalmadı mı?.. Silahı hükümetten, parayı zenginlerden alalım. Cep­heye varalım. Yunan'a vuralım. Muğla'nın nam ve şerefi­ni koruyalım... »
Sayfa 259
15 mayıs 1919
Tablo gerçekten hazin ve ib­retlidir. Bir yanda savaşların bozguna uğratıp perişan ettiği Türk halkı, bu halkın geçim derdi ve bitmez tükenmez sıkıntısı... Öte yanda dünyaya göz diken saldırgan ülke­lerin bitmez tükenmez iştahları...
Sayfa 252
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.