Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Valeria Luiselli

Valeria LuiselliKayıp Çocuk Arşivi yazarı
Yazar
7.3/10
112 Kişi
389
Okunma
21
Beğeni
2.911
Görüntülenme

Hakkında

Unvan:
Meksikalı Yazar
Doğum:
Meksika, 16 Ağustos 1983

Okurlar

21 okur beğendi.
389 okur okudu.
12 okur okuyor.
354 okur okuyacak.
8 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
“Bu koca evde yazı yazabileceğim tek bir Köşe bile yok. Çalışma masam bebek bezleri, Oyuncak arabalar, transformers oyuncakları, Biberonlar, çıngıraklar ve henüz ne olduklarını Anlayamadığım neslelerle dolu. Ufacık şeyler Her yanı kaplıyor, Salona geçip bilgisayarımı Kucağıma alarak koltuğa oturuyorum. Ortanca salona geliyor: Ne yapıyorsun anne? - Yazıyorum Kitap mı yazıyorsun? - Sadece yazıyorum..”
“Romanlar uzun solukludur. Romancılar Öyle olmalarını ister. Kimse tam olarak Ne anlama geldiğini bilmez, ama herkesin dilindedir işte: uzun soluklu. Bir bebeğim ve ortanca bir oğlum var. Nefes aldırmıyorlar bana. Benim yazdığım her şey kısa soluklu. Öyle olmak zorunda. Soluklanacak yer az burada..”
Reklam
“Açıklama yapmaktan daha çok yoran başka bir şey yok beni.”
"Bir nebze ölçülü olmak gerekir, her mübalağa kendi içinde inanılmaz olsa da aşırıya kaçılmamalıdır, zira başka hiçbir durumda yazarların bu denli kolayca yapma­cıklığa sürüklendiği görülmemiştir.''
Sayfa 46
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
Sessiz bir roman bu, çocuklar uyanmasın diye
“Sessiz bir roman bu, çocuklar uyanmasın diye.” Çocuklar, hayaletler ve üç kuyruksuz kediyle karanlık köşelerde dolanıp “..yere düşmüş olan, düşen ve düşmeye devam eden şeyleri topluyor..” kadın. Şiirler düşüyor, yere, şairler, hesaplaşmak gereken anılar düşüyor, kadınlık ve annelik, ölmüş bir ağaç ve hamam böcekleri.. Gözenekli bir roman bu. Gözenekler, kurgunun gerçeğin içine girip orada ayaklarını uzatmasına yetecek kadar geniş. Kadın ya da yazar, ya da şair mi demeli ona, boşluklar bırakarak yazıyor, kendine de girip yerleşebileceği bir yer kalsın diye. Kurguyla gerçeğin kollarını birbirine dolamanın enfes bir örneğini çıkarıyor ortaya Luiselli. “Dikey anlatılan yatay bir roman bu.” Kadının bilincindeki dünya ile günlük hayatın hayhuyu arasında seksek oynayarak kuruluyor hikaye. Daha çok zihnin içindekileri okuyoruz. Onları şimdiki zamanın şalına sarıp, belli bir zaman sıralamasından azade kılıp tekrarlarla beslediğinden İdeal Defter’i hatırlatıyor insana. Dil yalın, olaylar küçük, mekan dar. “Asla gereğinden fazlasını katmamak, fazla yüklememek, süsleyip püsleyip donatmamak.” Luiselli’nin tarzı, anladığım kadarıyla. Arka kapakta “romancının masa başındaki yalnızlığını edebiyatın coşkun kalabalıklarıyla doldurmak.” dedikleri şeyi kelimeleri incitmeden yapıveriyor. Bir tanışma kitabıydı bu benim için. Girdim koluna Luiselli’nin.
Kalabalıkta Yüzler
Kalabalıkta YüzlerValeria Luiselli · Siren Yayınları · 2016103 okunma
152 syf.
9/10 puan verdi
DİKEY HAYATIN ROMANI*
“Dikey anlatılan yatay bir roman,” diyor Valeria Luiselli Kalabalıkta Yüzler romanında. Öncelikle insan zihni açısından yatay ve dikey kavramlarına bir bakalım. Böylece yazarın bize ne demek istediğini daha iyi anlarız. Yatay hayat, bizim gündelik hayatımızdır. Her gün yaptığımız roller ve ödevlerdir. Dikey hayat ise, günlük hayat içerisinde
Kalabalıkta Yüzler
Kalabalıkta YüzlerValeria Luiselli · Siren Yayınları · 2016103 okunma
190 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Dişlerimin Hikayesi, Valeria Luiselli’den okuduğum ikinci kitap. Luiselli’yi çok seviyorum diye genelleyebilirim artık:) Dişleriyle doğan bir müzayedeci, birgün Marilyn Monroe’nun dişlerini satın alır ve kendisine taktırır. Dişlerini ise müzayede satar. Dişler artık ünlü kişilerin dişleridir, Virginia Woolf, Montaigne gibi. Her bir dişin hikayesi vardır, müzayede sattığı diğer nesneler gibi. Bu arada bu kişiler ile ilgili verdiği bilgiler gerçeklere dayanıyor ve kitaptaki diğer karakterler de adlarını sanatçılardan alıyor. Müzayedeci, mesleğiyle ilgili aldığı eğitimin üzerine ekleyerek satış teknikleri geliştiriyor. Alegori, ekiptik gibi. Bu teknikler bölüm isimlerini de oluşturmakla birlikte hikaye anlatım teknikleri aynı zamanda. Satışa sunulan nesneler üzerinden sanatçıların ilginç hikayeleri ile edebiyatın halleri birleşiyor. Luiselli sonsözde bu kitabı bir sanat koleksiyonuna maddi destekte bulunan bir meyve suyu fabrikasının işçileri için yazdığını belirtiyor. Kitabın temel meselesinin bir sanat eserinin nasıl değer kazandığı olduğunu ekliyor. Luiselli gerçeklik ve kurmaca arasındaki sınırları yine belirsizleştirmiş mizahi bir üslupla. Kalabalıkta Yüzlerde de aynı belirsizlik vardı. Gerçek kişileri kurmacaya dahil ettiği gibi, kurmacayı da gerçekliğe dahil ediyor. Kitapta da adı geçen Miguel de Unamuno ve Sis kitabı geldi aklıma. Bildiğim kadarıyla ilk kez Unamuno Sis’in önsözünde kurmaca bir karakteri gerçekliğe dahil etmişti. Luiselli ise görseller ve son kısmında Doğrucubaşı olan Aoife Roberts’in bölümüyle kurmacayı gerçekliğe dahil ediyor. Çağdaş edebiyat harikası
Dişlerimin Hikayesi
Dişlerimin HikayesiValeria Luiselli · Siren Yayınları · 2017100 okunma