Vaclav Nijinski (d. 12 Mart 1889 ö. 8 Nisan 1950), Polonyalı balet.
Tomasz Niżyński ve Eleonora Bereda'nın çocuğu olarak dünyaya gelen Nijinski, ebeveynleri gibi bale ile ilgilenir. 1908'de Sankt Peterburg İmparatorluk Dans Akademisi'nde eğitimine başlayan Nijinski, yüksek sıçrama gücüyle dikkat çeker.
Sergei Djagilew 1909'da Paris'te Ballets Russes'ì kurduğunda Nijinski ve Anna Pavlova başrolleri paylaştılar. 1913'te Macar balerin Romola de Pulszky'e aşık oldu ve evlendi.
1916'da Kuzey Amerika'daki bir turnede psikolojik bir hastalığın ilk belirtileri görülür. 1919'da ağır bir sinir krizinden sonra şizofreni teşhisi konulur ve Nijinski bundan sonraki hayatını psikiyatri kliniklerinde geçirir. 1950'de Londra'da ölen Nijinski üç yıl sonra Paris'e gömülür.
Yürekten dilediğim sevgi yaşamın alanına girer, gülmekse ölümünkine....... Yaşıyorum, öyleyse acı çekerim ama yüzümde gözyaşlarıma pek ender rastlanır:Onlar benim ruhuma akar.....
"ben ruhum, ben akılım."
Solmaya yüz tutmuş bir ruhun, Tanrı'dan güç alarak son bir kaç hamlesini yazıya döktüğü bu yapıt; yine kendini arayan birinin tımarhane çizgisinde değerlendirilmesini anlatıyor.
Nijinsky' ın dünyası, kendi kaleminden.
Ölmeden önce basılmasını umarken, öldükten sonra kızının eşyaları arasında bulunup basılıyor.
Çoğu kez ben sevgiyim diyor. Ben partisizim. Ben insanları ayrıştıran her şeyin dışındayım. Ben kötüyü dahi sevenim, çünkü Tanrı bunu ister. Sevgi diye sayıklarken, sevilmediğini de sorguluyor.
Deli olduğunu zaman zaman kabul edip, zaman zaman inkâra gidiyor.
Hangi durumda daha deli ?
Hangimiz kadar deli ?
Acaba aklın bağını çözmek, biraz daha kolaylaştırıyor mu her şeyi ?
Hala bilmiyorum.
Ama biliyorum ki, nijinsky keyifle okunur..
NİJİNSKY’NİN GÜNLÜĞÜ
Yazar: VASLAV F. NİJİNSKY
Çeviri: ORÇUN TÜRKAY
YKY YAYINLARI
On altı yaşında rusyada üne kavuşmuş Polonya asıllı ama günlüklerinde belirttiği gibi kendini rus hisseden balet. Kitabında sürekli olarak annesine, eşine, kızına ve insanlığa olan sevgisinden bahsediyor. İstediği sadece sevgi dolu bir ilgi iken bir taraftanda beni timarhaneye kapatacaklar biliyorum diye yazıyor kitabına. Psikolojik problemleri olan kendi ruhunun hasta olduğunu kabul eden ünlü bir baletin hayatın farklı alanlarına olan bakış acısını günlüklerine yansıtıyor.
Dahi olmak mı deliliğin içinde yoksa deli olmak mı dahiliğin içinde ben buna karar veremiyorum. Carl Gustav Jung’un dediği gibi ‘’ Bana aklı başında bir adam gösterin, sizin için onu iyileştireyim.
Böylece, 18 Mayıs 1909'da, Le Pavillon d'Armide'de dans eder. Proust da salondadır. Onun 39. defterinde, Guermantes Tarafı'ndakinden daha ayrıntılı bir Nijinsky "eskizi" bulunur. "Yabancı bir dans topluluğundaki ünlü ve dahi bir dansçıydı (...), yüzü pastel renkte, bakışları esrik, genç bir deli (...), farklı bir yaşam biçimi ortaya koyan her şey adına ve sanki doğanın buyruğuyla, büyülenip olduğum yerde kaldım - bir kalabalığın içinde kaybolmuş bir kelebek görsem aynen böyle olurdu işte -, onun o doğal, kanatlı, şımarık ve rengarenk zarafetinin havada çizdiği kıvrımları seyre daldım. "