Osmanlı’ya iki kıta üzerinde hükmetmek yetmez!
Zira i-layı kelimetullah azmi iki kıtaya sığmayacak kadar büyük bir davadır!
…
Kur’anı Kerim’in hükmünden ayrılma!
…
Oğul!
Biz yolun sonuna geldik!
Sen ise başındasın!
Cenab-ı Hakk saltanatını mübarek kılsın!
Sakın bu geçici mülkte mağrur olma!
Asla şeriat yolundan ayrılma!
Zaman kısa.
Yapılacak çok iş var.
Yaptıklarınızın değil, yapamadıklarınızın acısını yüreğinizde hissetmemek için vakit geçmiş değil.
Bugün, hemen şimdi, hayalini kurduğun işi yapmak için harekete geç.
Gözünü hırs bürümüş beyaz yakalılar sınıfı arzı endam etti, türlü yaldızlı diplomaları ve Amerikan menşeli "10 adımda ne isteniyorsa o olma" sanatlarıyla. Tüketerek büyüyelim ve güzelleşelim inancı, takıp takıştırıp aksesuar ve unvanları adam sayılalımla birleşti.
Enflasyon sadece fiyatları değil, unvanları da etkiledi sonuçta. Kimsenin müdür olmak için bekleyecek 10 yılı, yaşlanmayı tecrübe sayacak irfanı ve türlü titrleri olmadan kendinden menkul saygınlığı kalmadı. Duruma uyanan patronlar başına türlü sıfatlar ekleyerek bir ton müdür unvanı icat etti. Duruma asla uyanmayan beyaz yakalılar kapış kapış müdür oldu, kartvizit bastırdı ve kaşlarını hafif çatma egzersizleri yaptı. Kimsenin istemeyeceği işler için dış kaynak kullanımı dümeni icat edildi. Sonra öyle bir gün geldi ki ortada müdürden başka kimse kalmadı!
(Hakan Yurdakul)