Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Volker Berghahn

Birinci Dünya Savaşı yazarı
Yazar
7.5/10
8 Kişi
23
Okunma
3
Beğeni
347
Görüntülenme

Volker Berghahn Sözleri ve Alıntıları

Volker Berghahn sözleri ve alıntılarını, Volker Berghahn kitap alıntılarını, Volker Berghahn en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Neden bir hücumda iki tarafın da askerleri açık süngüleri gören gözlerle mutlak bir ölüme koşuyorlardı?
İttihat ve Terakki
Osmanlı Hanadı'nın durumu çok farklıydı. Teorik olarak devletin başında Osmanlı sultanı olmasına rağmen Almanya ve Avusturya-Macaristan'ın aksine Osmanlı hükümdarın savaşa girişte ve savaşın gidişatında hiçbir etkisi yoktu.
Reklam
“Geçici hükümet ile Sovyetler arasında var olan ordu ve barış sorunları konusundaki gerginliklerden Almanların haberi vardı. Alman Orduları Başkomutanlığı iç politik sürtüşmeleri körüklemek ve otoritenin, dolayısıyla da Rus Ordusu'nun, çökmesi amacıyla İsviçre'de sürgünde yaşayan bir adamın Rusya'ya gidişini mümkün kıldı. Çün kü bu adamın Rusya'daki devrimi devam ettirmek ve İkili İttifak'la (Almanya ve Avusturya-Macaristan) savaşı sona erdirmek istediği biliniyordu. Bu adam Lenin'di”
“Gelecekteki savaşlarla ilgili halk arasındaki tasavvur genellikle 1870/71'deki Alman-Fransız savaşından besleniyordu. Beklenen şey iki ordu arasında kısa bir karşılaşma ve bu karşılaşmadan taraflardan birinin hızlıca muzaffer şekilde ayrılmasıydı. Söz konusu çatışmanın sonuna doğru topyekûn bir halk savaşının tezahürlerinin görüldüğü ise hiç kimse tarafından, hatta bunu daha iyi bilmesi gereken profesyonel subayların çoğunca bile, 1914'e kadar fark edil medi. Sonuç olarak 1914 yılı Ağustos'unda dillerde dolaşan söz, o yılın Noel'inde yeniden evde olunacağıydı.”
Patlayıcı imalatında yaşanan zorluklar karşısında Fritz Haber ve Carl Bosch adlı iki kimyacı, Almanya'nın kurtarıcıları olarak ortaya çıktılar. Çünkü Şili'den ithal edilen güherçile'nin -potasyum nitrat- Almanya'ya girişinin İtilaf devletlerince engellenmesi üzerine, bu iki kimyacı sentetik nitrat yapımını bulmuşlar ve bu sayede dinatim imalatının sürmesini mümkün kılmışlardı. Böyle bir gelişme olmasaydı, İttifak devletleri 1915 yılı baharında, kelimenin tam anlamıyla mühimmatsız kalacaklardı.
1.Dünya Savaşı’ndaki bir Alman vatandaşının sözleri :)
Yeryüzündeki her halk, kendisini böylesine bir sefalete sürükleyen hükümete karşı ayaklanırdı ama bu insanlarda bir şey yapma konusunda en ufak bir kıvılcım dahi yok.
Reklam
Birinci Dünya Savaşı'nın en önemli sonuçlarından birisi de Almanya, Rusya, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorluğu gibi çok milletli imparatorlukların dağılmasıdır. Bu dağılmayla birlikte savaştaki yenilginin bedeli İttifak Devletleri'nin savaşa girmede mutlak yetkiye sahip hükümdarlarına kesilmiştir. Almanya'daki Hohenzollern Hanedanı ile Avusturya'nın Habsburg Hanedanı savaşın hemen akabinde yenilginin baş sorumluları olarak alaşağı edilmişlerdir. Osmanlı Hanedanı'nın durumu ise çok farklıydı. Teorik olarak devletin başında Osmanlı sultanı olmasına rağmen Almanya ve Avusturya-Macaristan'ın aksine Osmanlı hükümdarının savaşa girişte ve savaşın gidişatında hiçbir etkisi yoktu.
Rusya ile Fransa'nın aynı anda seferberlik ilanıyla Almanya'nın tek cepheli bir Avrupa savaşı planları suya düşüp, İngiltere'den beklediği tarafsız tutum da gerçekleşmeyince Almanların savaşı yaymaktan başka çaresi kalmamıştı. Almanya'nın Osmanlı Devleti ile yaptığı ittifaktan beklediği iki şey vardı: Birincisi, Rusya ve İngiltere gibi Osmanlı'nın sınırdaş olduğu ülkelere yeni cepheler açarak Almanya'nın Avrupa'daki cephelerde karşı karşıya kaldığı askerî yoğunluğu azaltmak. İkincisi, Osmanlı Devleti'nin hilafet gücünden yararlanıp, savaşı İtilaf Devletleri'nin sömürgelerine yaymak. Böylece mümkünse oralarda isyanlar çıkartıp düşmanlarının canını yakmak veya en azından sömürgelerden Avrupa cephelerine gelecek askerleri Batı Cephesi'nde rahatça kullanmalarını önlemek.
... burada buz gibi soğuk hesaplamalarla komutanların yüzbinleri ölüme göndermeye nasıl hazır olduklarını vurgulamak önemlidir. ..... Fakat yine de kendilerine olan aşırı güvenleri genelde onların en büyük zayıflıkları haline gelmişti. Bilindiği kadarıyla daha sonraları sorumluluk sahibi oldukları kitlesel ölümleri hatırladıklarında uykusuz geceler geçirmedikleri gibi başarısızlıklarının yükünü de başkalarının üstüne atmayı tercih etmişlerdi.
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.