Uluslararası Para Fonu (IMF): (...) İşinin önemli bir parçası, "sabit" döviz kuru sistemini denetlemekti. Böylece ülkelerin, komşuları karşısında rekabet üstünlüğü elde etmek için ulusal paralarını devalüe etmelerini engellemeye çalışıyordu.
Fonun bir diğer görevi, dövizlerin "konvertibilite" sini geliştirmek, yani uluslararası ticaret yapılırken döviz değişimini kolaylaştırarak dünya ticaretini teşvik etmekti.
Son olarak, bu yeni kurum "son çare olarak kapısı çalınan bir kredi kuruluşu" olarak davranacak, kısa vadeli nakit sıkıntısına düşen ülkelere acil durum kredisi sağlayacaktı. (...)
Bir ülke IMF'ye girdiğinde, ona kendi hesap birimi olan Özel Çekme Hakları'yla (SDR) hesaplanan bir kota tahsis edilir. Kotalar söz konusu ülkenin dünya ekonomisindeki göreli durumuna bakılarak tahsis edildiğinden, en güçlü ekonomiler en fazla etki ve nüfuza sahiptir. (...) Üyenin sahip olduğu kota, IMF kararlarında ne kadar oy hakkı olduğu ve mali sıkıntı yaşadığı takdirde ne kadar döviz alabileceği de dahil olmak üzere pek çok şeyi belirler. Ödemeler dengesi için alınan kredilerin faizleri, yürürlükteki faiz oranından daha düşüktür ve üyeler bu kredileri beş yıl içinde kullanmak ve geri ödemek zorundadır.