Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yakup Akkuş

Yakup AkkuşŞifahane'den Hastahane'ye yazarı
Yazar
8.0/10
1 Kişi
2
Okunma
0
Beğeni
840
Görüntülenme

Yakup Akkuş Gönderileri

Yakup Akkuş kitaplarını, Yakup Akkuş sözleri ve alıntılarını, Yakup Akkuş yazarlarını, Yakup Akkuş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
184 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
 Vakıf kurumunun,  İslam toplumunda ve özellikle Osmanlı toplumunda ne gibi faydaları olmuştur? Vakıf kurumunun beşeri sermayeye ne gibi katkısı olmuştur? Sorularına elinizdeki kitap sayesinde cevap bulabilirsiniz.     Kitabın en önemli özelliği bana göre Tıp Tarihi ve Vakıf Kurumunun Tarihini birleştirmesi. Kitapta çoğu ilginç bilgiler mevcut.     Birde şunu belirtmek isterim ki daha önce okuduğum ve şaşırdığım bilginin iki Bilimsel - araştırma kitabının birbirinden habersiz yazılmasına rağmen aynı ortak sonuca varması; ve yazarlardan biri Avrupalı biri Türk olmasına rağmen: o da Avrupanın hijyen konusunda Doğu Toplumlarına kıyasla Orta Çağda geri olması(Fukaralığa Veda//Şifahane’den Hastahane’ye)    Şimdi ise sorulması gereken konu Avrupanın bu hijyen konusunda bizi nasıl gerilerde bırakması.       Kitapa gelirsek tekrardan vakıf kurumunun islam din anlayışı üzerine eleştirilsel demiyorum objektif olmayan bakış açısıyla ele alınması sebebiyle bilimin geri kalmasına sebebiyet verdiği düşüncesinin çok çok iyi bir savunmasını belirtiyor.       Keyifli okumalar.
Şifahane'den Hastahane'ye
Şifahane'den Hastahane'yeYakup Akkuş · Atıf Yayınları · 20182 okunma
Zira vakıf kurumu ve organizasyonu bilimsel gelişmenin önünde bir engel olmak bir yana gerek İslam gerekse Osmanlı toplumunda sadece tıp ilminin değil; fıkıh ve astronomi gibi nakli ve akli ilimlerin topluma yayıldığı "bilgi üretim merkezleri" olmuştur.
Sayfa 163 - Atıf YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dokuzuncu yüzyılda Kahire'deki Tolun Hastanesi'nde (M. 872-874) psikiyatrik tedavi uygulanırken, ilk olarak 15. yüzyılın başlarında Avrupa'da uygulandığı yerler, Londra'da Betlehem Hastanesi(1404) ile İspanya'daki General Valencia Hastanesi'ydi (1409).
Sayfa 106 - Atıf YayınlarıKitabı okudu
Yabancı gezginler de Osmanlı'nın bu bakış açısını tecrübe etmişler; sadece elit tabakada değil toplumun her katmanında görülen hijyen anlayışından oldukça etkilenmişlerdi.
Sayfa 103 - Atıf YayınlarıKitabı okudu
Burada bahsi, Sultan ||. Mahmud'un sözüyle kapatalım: "bu hastahanelerin bu kadar tekellüf ile inşa olunmasından murad yalnız ebniyesinin gösterişi içün olmayup ancak içinde olan hasta ve yaralulara güzelce baktırılmak içündür."
Sayfa 77 - Atıf YayınlarıKitabı okudu
1652 yılında burayı gezen Çelebi şu notları düşmüştür: "Medrese-i Etibbâ ve odalarında talebeleri vardır ki her biri dâima Eflatun, Sokrat, Bokrat(Hipokrat), Filkos, Aristatalis, Colinos, Fisagor tevhidinden bahseden mutahassıs ve usta doktorlardır... İlim ikidir. Dinler ilmi ve ikincisi beden ilmidir anlamına göre her biri bir ilme yönelip tıp ilminde muteber kitaplara dayanarak insanların derdine deva ve ilaç yetiştirmeğe çabalarlar."
Sayfa 53 - Atıf YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Halife Harun Reşid'in Bağdat'ta inşa ettirdiği hastanenin tıbbi yöneticiliğini yapmış olan Masaveyh(777-857) ise, halifenin özel izniyle Dicle Nehri kenarında kurduğu laboratuvarda maymun cesetlerini inceleyerek anatomi bilimine önemli katkılar yapmıştır.
Sayfa 32 - Atıf YayınlarıKitabı okudu
İslam hastaneleri, Müslümanların tesis edip yönettikleri, klinik karakteri taşıyan kuruluşlar olup çalışanları da genellikle herhangi bir dini görevi bulunmayan kişilerden oluşurken, genel anlamda Avrupa hastaneleri Rönesans'a kadar dini karekterli müesseselerdi.
Sayfa 25 - Atıf YayınlarıKitabı okudu
Burada özellikle dinin ve vakıfların Osmanlı toplumunun gelişimini kısıtlayan unsurlar olmadığı; aslında iktisadi ve toplumsal değişmeler eşliğinde oluşan din ve vakıf algısının bu görüşe sebep olduğu hipotezi öne sürülecektir.
Sayfa 14 - Atıf YayınlarıKitabı okudu