Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yalçın Çakmak

Yalçın ÇakmakSultanın Kızılbaşları yazarı
Yazar
Derleyen
8.0/10
1 Kişi
4
Okunma
3
Beğeni
1.149
Görüntülenme

Hakkında

Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü’nde lisans (2005), yüksek lisans (2012) ve doktorasını (2018) tamamladı. Kızılbaş/Alevilik, Bektaşilik, Türkiye’de dinî ve etnik gruplar başta olmak üzere dinler tarihi, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi dinî, toplumsal ve siyasal yaşam çalışma alanları arasındadır. Kızılbaşlık, Alevilik, Bektaşilik: Tarih-Kimlik- İnanç-Ritüel (İletişim, 2015) ve Kürt Tarihi ve Siyasetinden Portreler (İletişim, 2018) kitaplarının derleyenlerindendir. 2013-2018 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü, 2019 yılından itibaren de Munzur Üniversitesi Tarih Bölümü’nde akademik çalışmalarını sürdürmekte olup, 2019 yılında Tarih Vakfı Mütevelli Kurulu üyeliğine seçilmiştir.
Unvan:
Akademisyen, Yazar
Doğum:
Tunceli, 1982

Okurlar

3 okur beğendi.
4 okur okudu.
12 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Kızılbaşlık Osmanlı Devleti’nce, Anadolu’da yaşayıp içlerinde Şiî izler barındıran ve Şah İsmail'in müridi olmaları hasebiyle "12 dilimli kırmızı başlığı" giyen grupları da kapsayacak şekilde İran ve Şiîliği nitelemek için kullanıldı. Kavram aynı zamanda meşru otoriteye karşı gelmek ve dinen “sapkın” görülmek gibi genel bir Osmanlı karşıtlığıyla da özdeşleştirildi. Kızılbaş olmak ya da Kızılbaş'a gitmek ifadeleri Osmanlı kaynaklarında İran yanlısı olmayı nitelerken, Kızılbaşlık ifadesi ise bu toplulukların inanç ve toplumsal statülerini belirleyen bir terim olarak, Sünnîlik kalıplarının dışında kalan "sapkın" inanç kesimlerini niteleyen "râfızî" terimiyle birlikte kullanılmaktaydı.
Reklam
1.Selim'in Kızılbaşları büyük bir tehlike olarak görmesinin ilk nedeni, koyu bir Sünnilik savunusundan ziyade devletin siyasi ve ekonomik bütünlüğüne bir tehlike arz ettiklerini düşünmeksinden ileri gelmekteydi.
Kızılbaşlık popüler açıdan bir 12 İmamcı Şiîlik hareketi olmaktan ziyade Ali'yi, soyunu, “ayrıca soylarını Ali'ye bağlayan birçok mutasavvıf, derviş ve gaziyi kutsayarak velileştiren bir Türkmen ve geniş halk kitlesi Müslümanlığının 15. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Safevî silsilesine bağlanan biçimi”ydi.
onurlu insanlar
Şiddetle sonuçlanan bütün bu hadiselere rağmen, Yezidilerin " doğru yola" getirilmelerine dair devletçe gerçekleştirilen pratiklerin istenilen sonucu vermediği görülmekteydi.
Sayfa 124Kitabı okudu
Yasaklama sonucu Bektaşî tekkelerinin başına atanan tarikat mensupları içerisinde Nakşibendi şeyhleri ilk sırayı aldı. Nakşibendilik dışında Kadiri, Sa’diye, Bayramî, Halvetî, Mevlevî ve Gülşeni tarikatlarından şeyhler de Bektaşî tekkelerine atanmaktaydı. Fakat ilk tercih her zaman Nakşibendilerden yana kullanıldı. Bu bakımdan devletin, Hacı Bektaş Veli Dergâhı’nın başında bir Nakşibendi bulundurma hususunda da 1913 yılına kadar bu denli ısrarcı davranması tamamen bunun delili gibiydi.
Henüz kayıt yok
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok