Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yaşar Seyman

Yaşar SeymanBenazir yazarı
Yazar
8.3/10
34 Kişi
98
Okunma
11
Beğeni
4.425
Görüntülenme

En Yeni Yaşar Seyman Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Yaşar Seyman sözleri ve alıntılarını, en yeni Yaşar Seyman kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Alışveriş AKP'nin başlı­ca takıntısı halinde. Ben bunlara "tüketim tapınakları" diyorum.
Tarihçiler nesnel olmak zorunda. Fakat tarafsız olması beklenemez. Her tarihçinin bir tarafı vardır. Tuttuğu bir taraf vardır. Nesnellik şu; incelediği konuda işine gelmeyen olguları, belgeleri de hesaba katmak, onlarla hesaplaşmak.
Reklam
Ondan sonra bu test sınavı işleri; doğru-yanlış veya çoktan seçmeli sınavlar da dilin gelişmesini engelleyen bir şeydir. Okuryazar olmak yerine sadece okumak yetiyor yani. Öğrenci Seçme Sınavı'ndan en yüksek puanı alan adam, belki de cümle kurmasını bilmiyor. ÖSS'nin en büyük zaafı da bu­dur. Bu adam yazabiliyor mu, ölçemiyorsunuz. Bir okuryazar insanın birinci özelliği iyi okuyup iyi yazabilmesidir.
12 Eylül'den sonra Türk Dil Kurumu’nu ve Türk Tarih Kurumu'nu tekrar yapılandırdılar, devlet dairesi haline getirdiler. Aslında dernek statü­sünde kuruluşlardı. Atatürk öyle istemişti çünkü. İş Bankası'ndan Cumhuriyet Halk Partisi adına hak edi­len gelirin Tarih ve Dil Kurumu'na verilmesi bu nedenle dü­şünüldü. O kurumların sürekli yaşanılırlığını sağlamak için. Dil ve Tarih kurumları 12 Eylül sonrası şekliyle Türk-İslam sentezinin merkezi haline getirilmek istendi. Ne kadar başa­rıldı, o ayrı bir mesele ama tabii bu tatsız bir şeydi. Biliyorsu­nuz Türk-İslam sentezi, karşıdevrimin bir çeşit resmi ideoloji­sidir. Orada zaten isteyenin üye olması söz konusu değil, üyeler tayin ediliyorlar. Yeni üyeler tam olarak nasıl saptanıyor, doğrusu onu bilmiyorum ama eskiden bunlar özerk, özgür kuruluşlar­dı. 12 Eylül'ün büyük cinayetidir bu yapılanlar. Atatürk'ün vasiyeti de çiğnenmiştir böylece. Çünkü Atatürk “Bunlar ba­ğımsız kurumlar olacak.” demiş ve servetini bu kurumlara ba­ğışlamış.
Atatürk döneminde ilk ve ortaöğretim için Tarih-1, Tarih- 2, Tarih-3, Tarih-4 diye kitaplar çıkarılmıştı ve Tarih-4 günü­müzün tarihiydi, yani Devrim Tarihi idi. O kitap 1931'de çıkmıştı ve bir yıl önceki Serbest Fırka denemesini anlatıyordu, Menemen Olayı'nı anlatıyordu. Ta­rihin böyle öğretilmesi lazım, yani bütün çağları öğretmesi lazım ama yakınçağda en yakın zamanı da öğretmesi lazım. Avrupa'da bu böyledir. Fransa'yı söyleyeyim, onu daha iyi bi­liyorum. Fransa'da çocuklar geçen yılı, iki yıl önceki olayları derste görüyorlar, öğreniyorlar...
Hayır, hep ortaçağa yoğunlaşıyorlar. 20. yüzyıl tarihi okutulmuyor gibi bir şey...
Reklam
Salih Özbaran diye bir tarihçi meslektaşım var İzmir'de. Onun birtakım incelemeleri var. Tarih öğretmenliği programında yüzde 70 oranında ortaçağ öğretiliyor. Yahu ilkçağ var, yakınçağ var. Ne kadar önemli bunlar...
231 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.