Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yusuf Yazar

Yusuf YazarOrtadoğu'nun Son Yüzyılı (1901-2017) yazarı
Yazar
Çevirmen
8.7/10
4 Kişi
20
Okunma
3
Beğeni
1.179
Görüntülenme

Yusuf Yazar Sözleri ve Alıntıları

Yusuf Yazar sözleri ve alıntılarını, Yusuf Yazar kitap alıntılarını, Yusuf Yazar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sözünü ettiğimiz öncü isimlerden birisi olan Muhyiddin Ibn Arabi, yaratılışı 'tecelli' kavramı merkezli olarak açıklar: yaygın olarak benimsenmiş olan, yaklaşık anlamı "gizli hazine idim, bi- linmek istedim" şeklindeki 'kenz' hadis-i kudsisi anlamı çerçeve- sinde bilinmek için yaratmış olduğu kâinat (âlemler), Hakk'in si- fatlarının ve isimlerinin tecelligâhıdır. Bundan dolayı İbn Arabi, ilahi isimlerin varlığını âlemin varoluş sebepleri içinde görür. Sü- filer arasında yaratılış konusunda genellikle benimsenmiş olan yaklaşımdır bu). Yine, her tecelli edişe (zâhir oluşa) karşılık gelen bir perde ve örtmenin de varlığı söz konusudur. Tecelliler açısın- dan insan küçük âlem', kâinat da 'büyük âlem'dir. Tasavvuf ch- linin önde gelen yorumcularına göre tecelli sürekli ve sınırsızdır; Allah'ın isim ve sıfatları sınırsız olduğu için tecellileri de sınırsız-dır. İbn Arabi'nin üzerinde çokça durulan bir görüşü de 'alemin, tecellinin ve yaratmanın sürekliliğinin bir sonucu olarak sürekli olarak her an- yenilenmekte olduğu görüşüdür.
Hristiyan dünyanın temsilcilerinin ve egemenlerinin Hak ka ve Hakikat'a karşı olan ihaneti, daha ilk yüzyıllarda, önce Pav lus eliyle sonra da Roma yönetimleri eliyle" Hz. İsa ile getirilmiş olan ilahi mesajı bozmakla sınırlı kalmamış, 19.ncu Yüzyıl orta- larından itibaren kurumsal nitelikle başlattığı Oryantalizm çalış malarıyla
Reklam
Napoleon öldüğünde kalbinin çıkartılıp bir satranç masası içine yerleştirilmesini vasiyet etti.
Sayfa 39 - yargıKitabı okudu
Rastlantı olduğuna inanması çok zor insanlarla karşılmıştım,ve her gün yenisiyle karşılaşıyordum.
Vahiy kaynaklı geleneğimizin insanın yaratılışı ve sonrasını ifade ve açıklama için kullandığı ve geliştirmiş olduğu bir dil var; bu dilin alâmetifarikası olarak görülebilecek tâbirlerin korunması kadar, bu dille ifade edilegelmiş olan muhtevayı modern bilim dallarının teyidini arama ihtiyacı duymaksızın korunması üzerine düşünüp titizlenmenin önemini anlamak gerekir. Hakikat geleneği içerisinde oluşmuş bu dil ve muhtevanın korunması, yabancılaştırıcı etkilerle hırpalanıp tanınmaz hâle gelmemiş kimliğin korunması için olduğu kadar, gerektiğinde onun canlandırılması için de gereklidir. Bir çelişki görülmesi hâlinde, kendi meşruiyeti için Kutsal'ın sahih dünyası nezdinde teyit araması gereken tarafın modern Batılı zihnin ürünü olan günümüz bilim perspektifi ve anlayışı olduğu net olarak görülmelidir. Doğal olarak, birçok tezi itibariyle projektörünün uzakları ve derinleri çok da aydınla; tamadığı ve bir dönem 'gerçek' diye vâz ettiğini bir sonraki dönem düzeltmek zorunda kalışı nadir olmayan ve işin aslında “bilım' ve “bilimsel” tanımı içinde var ve normal olan bu özelliğiyle bu modern bilimci perspektifin kendi iddia ve keşiflerini vahiy kaynaklı geleneğin öngörüleriyle uyumlu hâle getirmek daha çok onun gostermek durumunda olduğu bir çabadır. Ama tabii, bu çabayı gostermesi için öncelikle bu uyumluluğu arama ihtiyacını duyması gerekir.
"İnsanın alın teri döküp para kazanması kadar güzel birşey yok" Sözü ne kadar da doğruydu.
Reklam
"Sevgisini dokunup öperek değil,iyi bir insan olmam için elinden gelenin fazlasını yaparak,her şekilde sabır gösterip ardımda durarak gösteren babam.Şimdi kollarım'da öylece kıpırdama'dan sessizce yatıyordu. Benim koca çınarım ölmüştü."
Mülkü dilediğine veren, dilediğinden de mülkü çekip geri alan, diledığıni yücelten, dilediğini de alçaltan, her şeye gücü yeten, yaratmanın ve emretmenin kendisine mahsus olduğu, belirlemiş olduğu bir ömrü kendisine takdir ederek Zaman'ı yaratmış olan Âlemlerin Rabbi Allah, gönül ehli Allah dostlarından bazılarının çokça söz ettiği 'Kenz-i Mahfi” kutsi hadisine göre bilinmek istediğinde, yaratmayı murat ettiği insan için âlemleri yaratır. Âlemleri ve içindeki mahlükatı yarattıktan sonra da, kuru bir balçıktan, sahip kılındığı potansiyelleri itibariyle 'eşrefi mahlükat" olan insanı 'ahsen-i takvim" üzere yaratır. Kuşkusuz, burada “bilinme'nin insan tarafındaki karşılığı O'nu sıfatları” itibariyle bilmek olacaktır, zâtı itibariyle değil.
Yaşanan bu hayatların hiç bir güzel tarafı yok.Bu kitabı okurken hayatım da neleri kaybettiğimi ,nelerden vazgeçtiğimi okuyuçaksınız.
"Bir şey vardı içimde nereye gidersem gideyim kendimi bir süre sonra oraya ait hissetmiyordum."
45 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.