Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yusuf Yazar

Yusuf YazarOrtadoğu'nun Son Yüzyılı (1901-2017) yazarı
Yazar
Çevirmen
8.7/10
4 Kişi
20
Okunma
3
Beğeni
1.160
Görüntülenme

Hakkında

Okurlar

3 okur beğendi.
20 okur okudu.
21 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Sözünü ettiğimiz öncü isimlerden birisi olan Muhyiddin Ibn Arabi, yaratılışı 'tecelli' kavramı merkezli olarak açıklar: yaygın olarak benimsenmiş olan, yaklaşık anlamı "gizli hazine idim, bi- linmek istedim" şeklindeki 'kenz' hadis-i kudsisi anlamı çerçeve- sinde bilinmek için yaratmış olduğu kâinat (âlemler), Hakk'in si- fatlarının ve isimlerinin tecelligâhıdır. Bundan dolayı İbn Arabi, ilahi isimlerin varlığını âlemin varoluş sebepleri içinde görür. Sü- filer arasında yaratılış konusunda genellikle benimsenmiş olan yaklaşımdır bu). Yine, her tecelli edişe (zâhir oluşa) karşılık gelen bir perde ve örtmenin de varlığı söz konusudur. Tecelliler açısın- dan insan küçük âlem', kâinat da 'büyük âlem'dir. Tasavvuf ch- linin önde gelen yorumcularına göre tecelli sürekli ve sınırsızdır; Allah'ın isim ve sıfatları sınırsız olduğu için tecellileri de sınırsız-dır. İbn Arabi'nin üzerinde çokça durulan bir görüşü de 'alemin, tecellinin ve yaratmanın sürekliliğinin bir sonucu olarak sürekli olarak her an- yenilenmekte olduğu görüşüdür.
Reklam
Rastlantı olduğuna inanması çok zor insanlarla karşılmıştım,ve her gün yenisiyle karşılaşıyordum.
"İnsanın alın teri döküp para kazanması kadar güzel birşey yok" Sözü ne kadar da doğruydu.
"Sevgisini dokunup öperek değil,iyi bir insan olmam için elinden gelenin fazlasını yaparak,her şekilde sabır gösterip ardımda durarak gösteren babam.Şimdi kollarım'da öylece kıpırdama'dan sessizce yatıyordu. Benim koca çınarım ölmüştü."
Vahiy kaynaklı geleneğimizin insanın yaratılışı ve sonrasını ifade ve açıklama için kullandığı ve geliştirmiş olduğu bir dil var; bu dilin alâmetifarikası olarak görülebilecek tâbirlerin korunması kadar, bu dille ifade edilegelmiş olan muhtevayı modern bilim dallarının teyidini arama ihtiyacı duymaksızın korunması üzerine düşünüp titizlenmenin önemini anlamak gerekir. Hakikat geleneği içerisinde oluşmuş bu dil ve muhtevanın korunması, yabancılaştırıcı etkilerle hırpalanıp tanınmaz hâle gelmemiş kimliğin korunması için olduğu kadar, gerektiğinde onun canlandırılması için de gereklidir. Bir çelişki görülmesi hâlinde, kendi meşruiyeti için Kutsal'ın sahih dünyası nezdinde teyit araması gereken tarafın modern Batılı zihnin ürünü olan günümüz bilim perspektifi ve anlayışı olduğu net olarak görülmelidir. Doğal olarak, birçok tezi itibariyle projektörünün uzakları ve derinleri çok da aydınla; tamadığı ve bir dönem 'gerçek' diye vâz ettiğini bir sonraki dönem düzeltmek zorunda kalışı nadir olmayan ve işin aslında “bilım' ve “bilimsel” tanımı içinde var ve normal olan bu özelliğiyle bu modern bilimci perspektifin kendi iddia ve keşiflerini vahiy kaynaklı geleneğin öngörüleriyle uyumlu hâle getirmek daha çok onun gostermek durumunda olduğu bir çabadır. Ama tabii, bu çabayı gostermesi için öncelikle bu uyumluluğu arama ihtiyacını duyması gerekir.
Yakın zamanda Urfa Göbekli Tepe'de keşfi yapılan ve kalın- tılarından M. Ö. 8000 öncesi yıllara ait olduğu tespit edilmiş ol duğu söylenen tapınak, hem niteliği ve hem de bilinen en eski yapı olması itibriyle özel olarak zikredilmeye değerdir. Aslında, bili- nen bu en eski -yaşlı- yapının bu kadar erken bir dönemde 'tapi- nak' olarak inşa edilmiş olması, ilgili arkeologları ve diğer ilgili 'bilim insanları'nı şaşırtmış görünmektedir. Oysa ki, insanın iba- det gibi temel bir misyonla yaratılmış olduğuna inananlar, insanla- rin en erken dönemde de olsa tapınak inşa etmiş olmasında yadır- ganacak bir şey görmezler; tersine, bu çok anlaşılabilir bir şeydir. Çünkü ilk insan olarak Hz. Âdem aynı zamanda kendisine pey- gamberlik misyonu verilmiş bir kişidir. Adem'in uzun ömrünün ardından oğlu Şit'e de peygamberlik verilmiştir. Dolayısıyla, in- sanlığın bu ilk birkaç bin yıllık döneminde de, en başından itiba ren, o günün şartları içerisinde dinin merkezî bir role sahip oldu- ğunu görmek zor olmasa gerektir. Geçimlerini ne şekilde sağlıyor olursa olsunlar (avcılık, ziraat, vd.), ibadetin (kulluğun) insanın temel varoluş sebebi olduğunu söyleyen Hakikat'ın çağrısını göz ardı etmedikleri sürece insanlar için ilk yaratılış döneminden iti- baren mâbedler (yapı özellikleri dönemsel ve bölgesel olarak fark- lılaşsa da) sosyal hayatın hep merkezinde olmuştur. Göbekli Tepe de bu gerçeğe işaret ediyor olmalı.
Ol Dedi Oldu Alem - Yaratılış ve Sonrası
Ol Dedi Oldu Alem - Yaratılış ve Sonrası
S.48
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
440 syf.
10/10 puan verdi
Bugüne kadar çok kitap okudunuz. Bir yazar evinde otururken başladı hayal dünyasından karekterleri ve yaşanmışlıkları üretmeye,ve bunu kitap haline getirdi. Öyle insanlar ve öyle olaylar gerçekte asla yaşanmayandı. Ama siz ordaki olayları ve kişileri unutmadınız. Ama hepsi hayaldi. İşte bu kitap'daki kişiler ve olaylar gerçekte var olan ve
Beyaz Eldivenli Hırsızlar
Beyaz Eldivenli HırsızlarYusuf Yazar · Kutlu Yayınevi · 20195 okunma
240 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Elbette objektif bir bakış açısından yazılmamış ancak kısa bölümlere ayrılarak anlatması serüven katmış kitaba. Bilgi açısından doyurucu. Kitabı okuduğunuzda Ortadoğuda hemen her ülke açısından son yüzyıla damga vuran siyasetçiler, liderler, savaşlar ve toplumsal yapı açısından geniş bir birikim sahibi olacaksınız.
Ortadoğu'nun Son Yüzyılı (1901-2017)
Ortadoğu'nun Son Yüzyılı (1901-2017)Yusuf Yazar · Büyüyenay Yayınları · 20179 okunma