Kendini fazlasiyla birinci tekil şahısla ifade etme kaygısı güden genç bir şiir toplamı ve yedeğinde eser miktarda da olsa, duygularını toplumsallastirma hissiyati gütmüyor ve yine gereğinden fazla öznel bir dili var. Ayrıca kekeme, kekeme diyorum çünkü, - çok guzel metaforlar barindirmasina rağmen - söylemek istediklerini bulduğu ya da oykundugu bu metaforlarla sevindirik ve ivedice alt alta getirip kendi sesini boğuyor ve nihayetinde, söylemek istediklerinden daha azını söyleyip, beğenilme kaygısının hissedildiği o masum retorik, estetik kaygı kalıyor.
Elbette, bütün bu yazdiklarimin aksi istikametinde kadın bir şairenin, kendini bun ve henüz gô bir sekilde ifade etme şekliyle de olsa, yaşadıklarına yazarak refleks gösterebilmesi oldukça kıymetli ve taktir edilesi bir tavır. İmdi söz konusu şairemiz, kim bilir kendi iç sesini ifade etme anlamında daha rafinedir de, çok daha güzel şiirler yaziyordur ya da kırk yaşına kadar her insan zaten istemese de birer hayat kekemesidir deyip hakkını özgüveninden ötürü direkt teslim mi etmeliyim? Bilemedim. Kadınları, iyi şiirleri ve Zeki Müren'i seviniz.