Söz!
Şeytan ne zaman secdeye varırsa
Ne zaman ki bir melek düşerse ateşe
Unutacağım seni
Bu kalsın aklında.
Emrah Aşçı
"Onsuz Gecelerim Var Benim" kitabının yazarı...
Bitmek bilmeyen dertlerimin
Ardı sırası kesilmiyor.
En büyük hayallerim intihar etmeye yeltenmiş
Umutlarım günün doğuşunda kaybolmuştu.
Güneş yakıcı sıcaklığını vururken düşlerime
Acılarım gecelerime ortak.
Yalnızlığım kimsesiz.
Sevinçlerim terk edilmiştir.
Bitmek bilmeyen dertlerime müzikler eşlik ediyor
Bitmek bilmeyen dertlerimde "sensizlik" başrolü oynuyor
Sonu gelmeyecek bir süreye giriyoruz
Sinema salonunda, kendi film şeridimizi izliyoruz
Bitmek bilmeyen dertlerimize
Yeni bir bilet daha kesiyoruz.
"Yardan geçmeyen kalp, kanamadan kabuk tutmaz"
Yararı olsaydı sargı bezlerinin
Bezdirmezdi yaramı.
Yaralarım derinleşip; yanaklarım aşınmazdı
Gözlerim kan çanağına dönüşüp üşümezdi, sızlamazdı.
Hatta titretmezdi de.
Bölük pörçük, paramparça cam kırıkları toplamazdım
ömrümden
Sana sesleniyorum kabuk tutmamış yar’a!
Ya beni öldür
Ya da beni hayata döndür
Ya kabuk bağla
Ya da beni kendine bağla
Geç kalacağım ölmeye, böyle giderse.
"Ateşin üşütmesinden, buzların yakmasından"
Kan akıtıp,"kan kaybından öleceğim bir aşk'tan bezdim."
Ne ezdir
Ne de bezdir
Gel kurtar kendini
Yoksa "sen yetmezliğinden öleceğim"
Dilim lâl, yüreğim kan revan içinde
Ben sensizliğin çaresizliğinde
Bu kalem nasıl yazar
Nasıl tarif bulabilir.
Senle hiç bir araya gelemesek bile
Sen benim her gün şükür sebebimsin.
Çünkü sen!
Rabbimin hediyesisin yüreğime...
Dilim sükûtu...
Yüreğim kanamayı ezber eyledi yar!
Bizsizliğe yanan bu yürek ya-saklı olmaya mahkûmken
Ne kalem yazar
Ne de dil sükûttan yana ezber bozar
Bizi ancak ahret paklar
Aramamak için bir bahane arama; kendine...
Aramak için bir bahane ara lütfen!
Her an,
Her saniye,
Her dakika açık telefonum.
Özlediğin bir zamanda değil, özleminin gitmesi için, ara.
Uykusuz kaldığında,
Yalnız hissettiğin anda ara.
Bir şeylerin acıdığını anladığında da ara...
Ne olur ne olmaz diye değil sevgilim.
Lütfen ara, arada.
Yorgun hayatımın yılgın ateşinin külleri arasında,
Yaşarken varlığında ki yokluğunla!
Boğazımda, biriken suskun buruk hıçkırıkların acısı...
Zehir gibi yutkunamaz hale getiriyor sensizliğin kıyısında.
Üşüyorum yokluğunun zifiri koyu gecelerinde.
Acı girdap dolu dört duvarın arasında, hüzün kundaklı,
Sırdaş hayallerimi, örtüyorum gecenin karanlığına.
Varlığının içinde sensizlik bir felç gibi çökerken sineme,
Hasretin yarası merhemsiz, en zoru sensiz...
Uykular haram olunca gecelere...
Herkesin derdinin kendine ağır geldiği bu zamanda!
Hiç bir tesellinin fayda vermediği ey SOL YANIMIN SIZISI!
İnci yaşlarımdan akıyorsun yine...
Ben ise sensizlikten yorgun, bitkin, bezgin!
"Sevgini yorgan yapıp sarıyorum her gece, üşüyen yanıma"
Sensizlik içinde sen dolu hayallerimle...
Emrah Aşçı // Onsuz Gecelerim Var Benim kitabından...
Saatler akışkan bir şekilde geçerken, sen hiç geçmedin bu şehirden
O yüzdendir bu sokak lambalarının,
Karanlık altında kalışları
Ben kendimden geçmeden arada da olsa sen geç sol ucumdan.
Güneş hiç açmazdı penceremin arasından
Alışık değilim "koyu renkli siyaha,"anla lütfen.
Yosun tutmuş bir denizin rengi gibi soluyorum bilmediğim
Rüzgâra kılıç sallamak
Körkuyuların başında suyu beklemek gibi seni beklemek!
Hamiline yazılmıştır tüm acı ve hasretler
Kayıt dışıdır aslında bu aşk
En fazla ellerin şahit olmuştu bu sevdaya
Ve yine o eller kırdı kalemini bu sevdanın
Kör kuyuların başında suyu beklemek gibi seni beklemek!
Birlikte ölürüz derdin...
Ama darağacı bir kişilikti; bilmediğin.
Hiç bir âşık bilemez kör kurşunun ne kadar ettiğini
Ama bilir cebindekinin onu almaya yetmeyeceğini
Tutulmamıştır uzun gecelerde dökülen gözyaşlarının çetelesi
Ve hesaba katılmamıştır görülmediği için sırttaki,
Hançer izleri.
Onlar için "elde var" denilmiştir.
Kör kuyuların başında suyu beklemek gibi seni beklemek...
Emrah Aşçı / Onsuz Gecelerim Var Benim kitabından
Sana bir şeyler söyleyeceğim!
"Yâr'e uzattığın el, şimdi ’el’ oldu sana"
Çok sevdiğini, onun için neler yaptığını tahmin edebiliyorum
Gidemediğini de biliyorum
İnsanın aklı nerdeyse, yüreği de orda kalıyor
Duygularını ve umutlarını gönlünün bir çekmecesine bıraktığını
Ama bıraktığını koyduğun yerde bulamadığını da
Kaç mil öteye olursa