Mektup ne anlatır, ne söyler, derdi ne, efkârı nedir? Sadece bir insanın bir başkasına ilişkin duygu ve düşüncelerini mi barındırır? Sadece iki insanın, iki ailenin birbirleri hakkındaki tasavvurlarına, izahlarına mı hasredilecektir mektup? Yoksa insanı aşan, aileyi aşan bir gösterge midir mektup? Yoksa toplumun düşüncesi, yaşantısı, ufku, inancı, çabası da yer alır mı mektupta?
İnsan bir yolcudur gerçekte. Bir yerden gelip gene bir yere gidendir. Hep giden, her dem yolcu. Her dem yolda. İşte, bu yüzden olsa gerek, mektuplaşmak, özel bir yolculuk hâlidir. İnsanın yalın bir gerçeğidir. Adeta insanı heceler, onu betimler. Anlatılanlar, anlatılamayanlar, yazılanlar, yazılamayanlar.. Bunların bütünü, yine insanın kendisidir.