186 syf.
·
Not rated
Kitabın incelemesi değil kendi düşüncelerim
Bir inceleme yazısı için okumak istemeyeceğiniz kadar uzun arkadaşlar o yüzden hiç başlamamanızı tavsiye ederim. Yaşadığımız çağda her iki cenahta da gerek sosyal platformlar gerek sözlü müzakereler yoluyla tartışma değerini sürekli koruyan kadının çalışması konusunda müstakil olarak kaleme alınan kitap sayısı yok denecek kadar azdır. (Nefes
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal Güvenliği
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal GüvenliğiFaruk Beşer · Nun · 200921 okunma
448 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Aslında Avukatlar birer psikolog mudur!?
Yazarın Nietzsche Ağladığında kitabını okuduğumda, zerre okuyamadığım felsefeyi yalın diliyle anlatabildiği için çok sevmiştim Yalom'un kalemini. Çok benzer bir şekilde, bu kitapta da Psikoloji alanı aynı basitlikte ele alınmış. Psikologların el kitabı olabilecek, alanın tarihini, inceliklerini ele alan bir kitabı, benim gibi alanla ilgisi
Divan
DivanIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 20215.2k okunma
Reklam
300 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 35 days
“KURTLUKTA DÜŞENİ YEMEK KANUNDUR”
“Devlet Ana” ile başlayan, “Rahmet Yolları Kesti” ile devam eden Kemal Tahir yılımın üçüncü durağı “Kurt Kanunu” oldu. Kurt Kanunu, Kemal Tahir’in fikrî anlamda bütün hünerlerini gösterdiği iddialı bir roman. “Kurt Kanunu”, 14 Haziran 1926 tarihinde Atatürk’e İzmir’de planlanan suikast girişimi çerçevesinde ilerler. Kemal Tahir, bu romanında
Kurt Kanunu
Kurt KanunuKemal Tahir · Ketebe Yayınları · 20224,426 okunma
EVLİLİK ÜZERİNE 200.000 Yıldır Çözülemeyen Problem Evlilik, en genel tabiriyle, kanun karşısında dinen ve kültürel adetlere uygun biçimde yuva kurmak isteyen kişilerin birleşmesidir. Elimize ulaşan kanıtlara göre bilinen ilk evlilik milattan önce 2350’li yıllara kadar uzanır. Şahsi tahminim ise boşanmalarında aynı tarihte bulunduğu hatta belki
Özetin özetininin özeti marty...
Bundan böyle az uyku, az yemek, 6 saat kafi... denendi, onaylandı, çalışıyor... Martin sonra daha da fazla çalışmaya karar vermişti. İlk hedefi daha da fazla okumaktı. Martin bunun için en sevdiği şeylerden dahi taviz verecekti. Martin biliyordu ki fedakarlık olmadan başarı gelmiyordu. Martin bazı hobilerini bir süreliğine ikinci plana koyup
Gerçekten ülke ve halk için çaba gösteren tek bir kişi yok mu? "Tabii ki var! Ama şunu bilmelisin ki iyi insanlar da yemek yemek zorunda ve devrimciler de aşık olur. Yemek ve aşk için para gerekir. O yüzden devrim para toplama işine döner. Para toplanınca yemek sorunu çözülür ve evlenirler. Sonra paranın kölesi olur ve sonsuza kadar bundan kurtulamazlar. Devrim, siyaset, ülke ve halk hepsi unutulur."
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
Gençken herkes devrimcidir ama sonra gerçekler ağır basar
"Bu yaygaralarda hiç iyi insan yok mu? Gerçekten ülke ve halk için çaba gösteren tek bir kişi yok mu?" "Tabi ki var! Ama şunu bilmelisin ki iyi insanlar da yemek yemek zorunda ve devrimciler de aşık olur. Yemek ve aşk için para gerekir. O yüzden devrim para toplama işine döner. Para toplanınca yemek sorunu çözülür ve evlenirler. Sonra paranın kölesi olur ve sonsuza kadar bundan kurtulamazlar. Devrim, siyaset, ülke ve halk hepsi unutulur.
Sayfa 153 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
...yemek salonunun kızışmış atmosferinde de her çeşidinden sözcükler birbirini bastırarak, sıkıştırarak uçuşuyorlardı: Gelişme, hükümet, edebiyat, vergi sorunu, kadın sorunu, hukuk sorunu; klasizm, realizm, nihilizm, komünizm, enternasyonel, tutucu, liberal, kapital; yönetim, organizasyon, dernek, hatta kristalleşme..!
Sayfa 150Kitabı okudu
(...) romanın yani bizim yaşam oyunuzumun en derin problemi cinsellik meselesi değildir, mide sorunu da değildir. Romanımızın, senin romanının Felipe, benim romanımın, Don Sandalio’nun romanının en derin problemi bir kişilik problemidir, olmak ya da olmamak problemidir ve yemek ya da yememek, sevmek ya da sevmemek problemi değildir; ...
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Bir Psikiyatrist olan Gary Small’ın kariyeri boyunca yaşadığı ilginç vakaları anlattığı kitabında kariyerinin başından sonuna kadar farklı olaylar görmek mümkün. Seksi Bakış Daha yeni mezun olduktan sonra genç asistan doktor olarak çalışan ve gözetmen altında ilk hastası kocasının iş nedeni sürekli şehir dışına çıkması nedeni ile bunalım yaşayan
Bir Psikiyatristin Gizli Defteri
Bir Psikiyatristin Gizli DefteriGary Small · NTV Yayınları · 201630.2k okunma
Reklam
224 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
Sahi, hayatın anlamı var mı ki?
Yakın dostlarımla saatlerce süren beyin fırtınaları yapmışızdır hayatın anlamına dair. Hemen hepimiz, dünyaya yalnızca yemek, içmek, uyumak ve üremek gibi temel ihtiyaçları gidermek için gelmiş olmayacağımızı, dünyaya gelişimizin başka bir anlamı olması gerektiğini düşündük. Ancak tabi iş o anlamı bulmaya gelince yanıtlar çeşitlendi, farklılaştı. İnançlı olup da inancının gereklerine göre yaşamaya çalışanlar için bu "hayatın anlamı sorunu" çoğu zaman sorun olmaktan çıkmıştı. Çünkü onlara göre bu sorunun yanıtı basitti: Bâkî olan dünyaya fânî olan bu dünyada layıkıyla hazırlanabilmek. Ancak işte bu 'öte dünya ' kavramını rafa kaldırdığımızda hayatın anlamı kaygısını öteleyemiyor, yanıtı bulamadıkça da iyice bir girdaba kaptırıyorsunuz beyninizi ve yavaş yavaş da ruhunuzu. Dinler ve inançlar haricinde, salt insanlık penceresinden bakmaya çalıştığımızda da konu 'erdemli insan olmak' noktasında düğümleniyor çoğu zaman. Tabi o zaman da narsistik karakterler için ortalık karışıyor biraz. Çünkü malumunuz onların erdemleri çoğu zaman sadece kendilerine yönelik oluyor, başkalarına dair değil. Mesele karışık. Üç paragraf değil üç yüz bin milyon sayfa ile bile konuşsak yine yetersiz kalacak. Sahi, sizce hayatın anlamı var mı? Varsa ne ola ki? Bu arada kitabı hızlıca okudum ama kitaba dair ipucu vermek istemiyorum. Anlamı arayanların mutlaka okuması gereken bir kitap olduğunu belirteyim.
Hayatın Anlamı Var mı?
Hayatın Anlamı Var mı?Erol Göka · Timaş Yayınları · 2013121 okunma
Elbette, okul bir klinik degidir. Ancak bir çocuğun hayatının ve gelişiminin sürdüğü iki ana ortamdan birisi olan okul, okul dışında da tedavisi sürdürülen çocuğa uygun düzenlemeler yapmakla sorumludur. Bu konuda tereddüt eden yönetimlerin kendilerine sorması gereken sorulardan birisi şu: Şeker hastalığı olan bir çocuğa okul yemekhanesindar dan yemek çıkmasını yadırgar mısınız? Diğer çocuklar açısından bunu bir haksızlık olarak görür müsünüz? O zaman DEHB tanıdı (ya da başka özel gereksinimi olan) çocukların eğitimlerini sürdürebilima leri ve bunu herkesin gittiği okullarda yapabilmeleri için ek önlem- jer almayı neden yadırgıyoruz, yadırgıyorsunuz? Bu da, tıpkı şeker hastalığı gibi çocuğun ya da ailesinin tümüyle elinde olmayan bir sorunu yansıtıyor. Bu bozukluğun kontrolü için sizin ve ailenin kendine düşenleri yaptığınızdan emin misiniz?
KALEMİM KIYILDI. Şu anki eğitim sisteminin en büyük sorunu sistem vs. değil, en büyük sorun eğitim sisteminin içindeki unsurlardır. Öğretmenlik tamamen velilerin insafına, yöneticilerin egolarına bırakılmış durumda. Özel veya devlet okulları fark etmeksizin tüm okullarda bu mobbing almış başını gidiyor. Ülkede madem bu kadar iş bilen velimiz var, iş bilen yöneticilerimiz var, o zaman niye hala eğitim olarak yerin dibindeyiz? Kimse kusura bakmasın, eğitimde her çocuk özeldir, bu kavrama öğretmenler dahil onlar da özeldir. Öğretmenine saygı duymayan bir yönetici veya bir öğrenci grubu, bunun akabinde saygı duymayan bir velinin kalkıp modern eğitim istemesi tamamen saçmalıktır. Mutfaktaki şefe müdahale edip kaliteli yemek beklenilmez. Artık şapkayı önümüze koyalım, çünkü öğretmenler aşırı mobbing altında. Burada işini canını dişine takıp çalışan meslektaşlarıma selam olsun...
888 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.