Aramızda yeni bir kuşak yetişiyor, yeni düşüncelerden, yeni ülkelerden etkilenen bir kuşak. Ciddi bir kuşak, ..... Ama bizler şüpheci, hatta deyim yerindeyse, düşüncenin eziyeti altında bir çağda yaşıyoruz: onun için bazen korkuyorum, iyi eğitim gören ve hatta fazla eğitim gören bu yeni kuşak, bir başka çağın sahip olduğu insanlık, konukseverlik ve sevecen mizah niteliklerinden yoksun kalır mı diye.
Sayfa 211 - İletişim Yayınları 2015Kitabı okudu
296 syf.
8/10 puan verdi
Uzak Bir Masal
Masallar her ne kadar da geçmişi ve hayali olanı anımsatsalar da gerçekle güçlü bir bağları vardır. Çünkü, masal da olsa reel düzlemde içerisinde yaşanmışlığı içerir. Çoğu masal bir aşk hikayesinin sonunda vuslatla muradına erenlerin mutluluğuyla biter. Bu yüzden mutluluğun içindeki mutsuzluk masallara antitezmiş gibi algılanır. Yani vuslat
Uzak Bir Masal
Uzak Bir Masalİrem Uzunhasanoğlu · Doğan Kitap · 2023156 okunma
Reklam
Matrix'in ilk filminde Ajan Smith'in Morpheus ile paylaştığı ilginç bir tespit söz konusudur. İnsanın canlıları sınıflandırmasında, kendisini memeli sınıfına koymasının hatalı olduğunu öne sürer. Çünkü yeryüzündeki bütün memeliler muhtaç oldukları doğa ile mükemmel bir denge içerisindedirler. Ama insan öyle değildir. Bulunduğu yeri sonuna kadar sömürür, yok eder ve kendisine yeni sömürülecek yerler arar. Canlılara baktığımızda bu tarz yaşayan bir canlı daha söz konusudur. O da virüslerdir. İnsanlar da tıpkı virüsler gibi çoğalır, yok eder ve kendisine yeni yok edilecek yerler arar. Yukarıda vurguladığımız "insan doğup, mikrop ölme" tespiti her ne kadar insanlığın doğaya olan acımasız yaklaşımına güzel bir gönderme yapıyor gibi görünse de bu cümle mecazi bir mesaj kaygısından uzak, oldukça bilimsel bir gerçeğin altını çizmektedir. İnsan olarak doğuyoruz. Oldukça korunaklı, tüm mikroplardan uzak, steril bir yer olan anne rahminde yetiştik hepimiz. Ama daha sonra dünyaya gelmek zorunda kaldığımız, o ilk andan itibaren deyim yerindeyse kirlenmeye başladık. Artık mikroplar her yerimizdeydi ve o kadar hızlı çoğaldılar ki sayıları bizden daha fazla hale geldi. Evet, sevgili okuyucu, muhtemelen elinizdeki bu kitabı alma konusunda verdiğiniz kararın, beyninizdeki bir grup nöronun arasındaki elektriksel iletişime ait olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Ama bu kitabı almanıza neden olan etkenin, vücudunuzda yaşayan bir grup mikroptan kaynaklanmış olabileceği ihtimalini unutmayın lütfen.
UZAYLI KOCAKARI (Ursula K. Le Guin - 1976) Menapoz, akla gelebilecek en cazibesiz konu herhalde; bu da ilginç, çünkü menopoz hâlâ bir tür tabu kırıntısına sahip olan pek az konudan biri. Menopozdan ciddi bir biçimde söz etmek, genellikle huzursuz bir sessizlikle karşılanır; alaycı bir atıf ise rahatlamış kıkırdamalarla. Sessizlik ve kıkırdama;
Samle Çağla yazdı... MEHMET BİNBOĞA’NIN, “ŞİİRKENT'İN NARÇİÇEĞİ” ADLI ROMANI HAKKINDA BİR İNCELEME DENEMESİ...Samle Çağla Mehmet Binboğa'nın geçen yıl birinci cildi yayımlanan "Efelya" seri romanının ikinci cildi, "Şiirkent'in Narçiçeği" adıyla İzan Yayınlarından çıktı. Kitabın kapak dizaynı, Efelya'da
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Aile, karakterlerimizi büyük ölçüde şekillendiren, toplumun en küçük yapıtaşı diye öğretildi bize.Bazı çocuklar şahane ailelerinden dolayı çok şanslı iken bazı aileler ise yaptıkları yanlışlarla çocuklarını yaralayarak onlara zarar verebiliyorlar.Hayat bu düşe kalka öğreniliyor elbette ama bazı yaraların da silinmeyen etkileri var. Bunca şeyi size
Çokgözlü Mavi
Çokgözlü MaviYaprak Karahan · Eyobi Yayınları · 202358 okunma
Reklam
250 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
Məsudə Cabbar
Məsudə Cabbar
'ın oxuduğum ikinci əsəri idi.Ümumiyyətlə yazıçının qələmini bəyənirəm.Niyəsə onun kitabları mənə "reallıq çərçivəsində xəyal qurdurur" deyə bilərəm.Yəni həyatı tam olaraq "toz pembe" təsvir etmir.Amma eyni zamanda ümidsizlik də yaratmır.Sanki "xəyal qur,ümid etməkdən heç vaxt imtina etmə.Amma həqiqətləri də
Dinlə Məni
Dinlə MəniMəsudə Cabbar · 2016154 okunma
352 syf.
10/10 puan verdi
Savaşın ve Kışın Doktoru
Birinci Dünya Savaşı'nı konu edinen birçok edebi eser vardır. Ama bir çoğunun gölgede kaldığını da belirtmek gerekir. Savaşın yıkıcı etkisini hayatın her kesiminde belirgin kılan bu eserlerin edebi dili oldukça etkileyicidir. Özellikle devrin şahitlerinin yazdıkları eserlerin bu konuda bir üstünlüğü olduğu takdir edilir. Fakat anlatılar bazen
Kış Askeri
Kış AskeriDaniel Mason · Holden Kitap · 202288 okunma
-İnsan özünün yaratdığı alternativ şəxsiyyətlərini üzə çıxarmağa ehtiyac hiss edir. Belə deyim, evin tək uşağını təsəvvür et. O, təklikdən əziyyət çəkir və bu zaman psixikanın müdafiə mexanizmləri işə düşür. Darıxmamaq üçün özündə bir şəxsiyyət yaradır. Oyuncağını əlinə götürəndə o şəxsiyyəti işə düşür və uşaq onun roluna girir. Beləcə, onun tənhalığı yüngülləşir. Sonra məktəbə gedir, orada onu davamlı olaraq incidir, təhqir edirlər. Uşaq buna dözə bilmir. O zaman da özündə digər şəxsiyyəti yaradır. Özünə təlqin edir ki, təhqir olunan o deyil, həmin o uydurduğu şəxsiyyətdir. Bütün zərbələri o alternativ şəxsiyyət öz üzərinə götürür. Uşaq getdikcə buna öyrəşir və bütün həyatı boyu hər psixoloji zərbə qarşısında yeni şəxsiyyət yaradır. Yaratdıqlarını da bir ömür öz içində gəzdirir. -Şəxsiyyət parçalanması, görünür, daha çox uşaqlıqda, psixikanın hələ çox zəif və qeyri-stabil olduğu dönəmdə baş verir. -Elədir, Şon. Hamıda az-çox bu cür psixoloji müdafiə olur. Bu, normaldır. İçki də insanda eyni effekti yaradır. İçən adam daha hansı sifətə düşmür...- kloun, aktyor, sərkərdə, prezident, müəllim, keşiş, uşaq...
Sayfa 235 - VENESİYA KARNAVALLARININ MAHİYYƏTİKitabı okudu
(*) Doğa yasaları sarkacın bir o yanında, bir bu yanında rasgele değiştirilemez. Eğer evren birçok kez bir o yana bir bu yana gidip geldiyse ortaya çıkmış olabilecek birçok çekim gücü yasası uyarınca, çekim gücü öylesine zayıf kalmış olurdu ki, genişlemenin başlangıcını toparlayamazdı evren. Evren bir kez böylesi bir çekim yasasına mahkûm edilirse, artık bir daha sarkacın öteki ucundaki deneyimi geçiremez ve bir daha yeni bir doğa yasasına kavuşamaz. Bu nedenle evrenin var olmasından çıkarabileceğimiz sonuç, ya evrenin belirli bir ömrü olduğu ya da sarkacın hem o yanında, hem bu yanında uygulanan doğa yasalarının belirli ve sınırlı bulunduğudur. Eğer fizik yasaları bir o uçta, bir bu uçta rasgele değiştirilmiyorsa, hangilerinin değiştirilmesine, hangilerinin değiştirilmemesine olanak verilip verilmediğini belirleyen kurallar var demektir. Bu kurallar da var olan fizik yasaları üzerine yeni fizik yasalarını oturtacaktır. Bu noktada dil zenginliğimizin azaldığını fark ediyoruz. Böyle bir fizik yasasını ifade için elimizde hazır bir deyim yok. Bu konularla epey ilgisiz faaliyet gösterenler "metafizik" ve "parafizik" deyimlerini kullandılar. En iyisi "trans-fizik" demek olur herhalde.
Sayfa 277 - Onuncu Bölüm - Sonsuzluğun İpucuKitabı okuyor
Reklam
Zorbalık toplumsal kurguların işidir, onları temsil eden insanların değil. Onlar yalnızca, deyim yerindeyse kurguların bize zorbalık uygulamak için kullandığı araçlardır. Tıpkı bıçağın katilin kullanabileceği bir araç olması gibi. Ve siz elbette bıçakları ortadan kaldırarak katilleri yok edebileceğinize inanmıyorsunuz... Bakın; tüm dünyada sermaye sahibi büyük para babalarının hepsini ortadan kaldırın, ama sermayeyi yok etmeyin. Hemen ertesi gün sermaye, başka ellere geçerek, yeni mülk sahipleri kanalıyla zorbalığını uygulamaya devam edecektir.
Sayfa 50 - Can YayınlarıKitabı okudu
68 syf.
·
Not rated
·
Read in 13 days
Amentü; diğer bir deyim ile îman şartları. Diriliş neslinin amentüsü; bazı hasarlar alan İslam ülkeleri, kişileri, eşyalarını dirilten îman. İslam.. Dinimizin bize bahşettikleri, dünya denilen bu yerde varoluşumuz, bu ortamda neler yapmalıyız her şeye bir cevap. Yeni gelen nesilin kafasına takılan her şeyin açıklaması bulunuyor. Tavsiyemdir ki, İslam yolunda size gelen Bi karanlık anında derhal bu kitabı okumanız. Ne için savaştığınızı hatırlamanız ve davanıza daha da sıkı sarılmanız. Öğrendiklerimizle amel eden kullardan olmak duası ile, Es'selamu aleyküm.
Diriliş Neslinin Amentüsü
Diriliş Neslinin AmentüsüSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 202218.6k okunma
Yeni Türk alfabesi, Türk fonetiğinin özellikleri iyice düşünülerek hazırlanmıştır ve bugünkü Türk alfabesi sayesinde Türkçe, imla sorunu en az olan dillerdendir. Lâtin harflerinin kabulünde rol oynayan bir neden de bölgesel ağız farklılıklarını kaldırmaktı. Arap alfabesi, yapısı gereği belirgin bir Türk ağzının tutunmasına imkan vermez, oysa dilimizin ses yapısını karşılayan bir alfabe hem bu farklılığı azaltır, hem de bölgelerarası deyim ve kelime alışverişini artırmaya yardım eder.
Sayfa 109Kitabı okudu
İstanbul üzerine !
"Özerklik vermek, kombinasyonlar üretmek, mi?" Peki, nasıl gerçekleştirilecek bu, kim, nasıl yapacak? Kim dinleyecek, kim sözünü dinletecek, söyler misiniz? Nihayet, kim Türkiye'yi yönetecek, hangi gruplar, hangi güçler? Diğer Türklerden eğitim düzeyi daha yüksek olan İstanbul'da bile, bu "özerklikten" gerçekten bir
Sayfa 493 - 494, 495 Yapı Kredi Yayınları
380 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 9 days
Çok hoş, sıcak ve samimi bir roman. Tavsiye ederim.
Bu yazarla - Debbie Macomber - yeni tanıştım. Fakat henüz sadece bir kitabını okumama rağmen kendini ifade ediş tarzına ve samimiyetine, deyim yerindeyse ba-yıl-dım! Normalde aşk romanları okuyan birisi değilimdir - hem de hiç - lakin Debbie Macomber benim için bu konuda bir ilk oldu, ön yargımı kırdım, biraz da olsa... Yazarın hayatını biraz araştırdığımda da kendisini sektöre kabul ettirene kadar da binbir zorlukla mücadele ettiğini öğrendim. Buna rağmen pozitif kalmayı ve hayata umutla bakmayı sürdürmüş bir karakter olduğunu gördüm. Genelde karamsar bir bakış açısına sahip olan benim içinse - dönüm noktası oldu bu. Kitabın konusuna gelecek olursam da, kocası yeni ölmüş, genç bir dul kadın olan Jo Marie Rose'un, bir otel satın almasıyla başlıyor hikaye. Otelin adını, kocasından aldığı soyadının Rose (Gül) olması sebebiyle de Gül Limanı Oteli koyuyor ana karakterimiz. Biraz onun anısını da yaşatmak istercesine. Otele adım atmasıyla beraber de yazarın çizdiği büyülü dünyaya adım atıyoruz. İlk başlarda Jo Marie, ölen kocasını rüyasında görüyor. Sonradan yaşadığı olaylarla ve kasaba insanlarının ona karşı sıcak tavırlarıyla beraber ne kadar doğru bir karar aldığını görüyor. Sonrasında iki misafirin gelmesi ile de olay örgüsü şekilleniyor. İki misafirin de hayat hikayelerini, 3. Kişi ağzından dinleme fırsatı yakalıyoruz. Özetle, kurgulanan hikaye "çok hoş, sıcak, samimi." Aşk romanlarına karşı ön yargılı iseniz - benim gibi - , bu yazara bir şans vermenizi öneririm.
Gül Limanı Oteli
Gül Limanı Oteli
Debbie Macomber
Debbie Macomber
Gül Limanı Oteli
Gül Limanı OteliDebbie Macomber · Epsilon Yayınları · 20121,005 okunma
1,198 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.