Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar. Kimseye anlatılmaz bu dertler. Çünkü henüz çaresi de, devası da yok bu dertlerin. Düşündüm, herkesin gökyüzünde bir yıldızı varsa, benim yıldızım uzak, karanlık, anlamsız olmalı. Belki de hiç yıldızım olmadı. İçimde müphem bir arzu: Bir deprem olsa da, bir
Çok uzaklarda olsam şimdi, İn cin top oynayan bir yerde , adını bile bilmediğim bir şehirde .. Susmayan iç sesimi bastırsa çekirge sesleri Duymasam kendimi ... Gece kırağı yağsa çisil çisil üzerime, Sonra üşüyen yüreğimi ısıtmak için ateşe versem tüm geçmişi .. Dudaklarımda ıslık yürüsem başı boş avare , Yıldızların peşi sıra , Nereye gittiğimden bir haber öylece.. Yıldızlar kaybolana kadar gözden, Ya da ben kaybedene kadar hafıza denen illeti beynimden, Ne adımı soran olsa , Ne ben beni hatırlasam ... Sadece gitsem sıyrılıp kendimden, Ve doğsam güneşle yeniden ...
Reklam
Kör Baykuş
Yaralar vardir hayatta, ruhu cüzdan gibi yavas yavas ve yalnizlikta yiyen, kemiren yaralar. Kimseye anlatilmaz bu dertler. Çünkü henüz çaresi de, devasi da yok bu dertlerin. Düsündüm, herkesin gökyüzünde bir yildizi varsa, benim yildizim uzak, karanlik, anlamsiz olmal! Belki de hic yildizim olmadi. Içimde müphem bir arzu: Bir deprem olsa da, bir yildirim düsse de, sakin pirl piril bir dünyaya yeniden dogsam? Azap çeken bir ruh gibi bekliyor, kolluyor, ariyordum, lakin bosuna!
Yalnız kalmak, her şey bitti anlamına gelmez. Yeniden doğsam da benim yanım da Rabbim bana yeter. Hayırlı ve huzurlu yıllar bana...
İçimde müphem bir arzu: bir deprem olsa da, bir yıldırım düşse de, sakin pırıl pırıl bir dünyaya yeniden doğsam? Azap çeken bir gün gibi bekliyor, kolluyor, arıyordum, lakin boşuna..!
Yaralar vardır bu hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar. Kimseye anlatılmaz bu dertler. Çünkü henüz çaresi de, devası da yok bu dertlerin. Düşündüm, herkesin gökyüzünde bir yıldızı varsa, benim yıldızım uzak, karanlık, anlamsız olmalı. Belki de hiçbir zaman yıldızım olmadı. İçimde müphem bir arzu; bir deprem olsa da, bir yıldırım düşse de, sakin pırıl pırıl bir dünyaya yeniden doğsam? Azap çeken bir ruh gibi bekliyor, kolluyor, arıyordum, lâkin boşuna! Dünya, ıssız, yaslı bir ev gibi görünüyordu gözüme ve ben bağrımda acı duyuyordum. Bana göre değildi bu dünya; bir avuç yüzsüz, dilenci, bilgiç, kabadayı, vicdansız, aç gözlü içindi; onlar için kurulmuştu bu dünya. Gönlümde düğümlenen bir şeydi bu ıstırap, bu kederli hâl; kasırgadan az önceki havayı andırıyordu. Hissettim ki benim düşüncelerim de dayanıksız bir avuç kor gibidir, kül olmuştur, bir üflemeye bakar. Birbirine ters düşen öyle çok şey gördüm, birbiriyle çelişen öyle çok şey duydum ki! Artık hiçbir şeye inanmıyorum.. Bazı kimselerin ölümle savaşı daha yirmisinde başlar; birçokları da yağı bitmiş lambalar gibi, sessiz, yavaş ecelleriyle sönerler. Yalnız ölüm yalan söylemez! Ölümün çocuklarıyız, hayatın aldatmacalarından bizi o kurtarır. Kimse göründüğü kadar dayanıklı değildir. Sadece görünmeyen yangınlar, duyulmayan fırtınalar, gizlice çürüyen ruhlar vardır.. Nedir günler, aylar? Benim için bir önemi yok. Mezarda olan için zaman, anlamını kaybeder!
Reklam
Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar. Kimseye anlatılmaz bu dertler. Çünkü henüz çaresi de, devası da yok bu dertlerin. Düşündüm, herkesin gökyüzünde bir yıldızı varsa, benim yıldızım uzak, karanlık, anlamsız olmalı. Belki de hiç yıldızım olmadı. İçimde müphem bir arzu: Bir deprem olsa da, bir yıldırım düşse de, sakin pırıl pırıl bir dünyaya yeniden doğsam? Azap çeken bir ruh gibi bekliyor, kolluyor, arıyordum, lakin boşuna! Dünya,ıssız yaslı bir ev gibi görünüyordu gözüme ve ben bağrım da bir acı duyuyordum. Bana göre değildi bu dünya; bir avuç yüzsüz, dilenci, bilgiç, kabadayı, vicdansız, açgözlü içindi; onlar için kurulmuştu bu dünya. Gönlümde düğümlenen bir şeydi bu ıstırap, bu kederli hal; kasırgadan az önceki havayı andırıyordu. Hissettim ki benim düşüncelerim de dayanıksız bir avuç kor gibidir, kül olmuştur, bir üflemeye bakar. Birbirine ters düşen öyle çok şey gördüm, birbiriyle çelişen öyle çok şey duydum ki! Artık hiçbir şeye inanmıyorum. Bazı kimselerin ölümle savaşı daha yirmisin de başlar, birçokları da yağı bitmiş lambalar gibi, sessiz yavaş, ecelleriyle sönerler. Yalnız ölüm yalan söylemez! Ölümün varlığı bütün vehim ve hayalleri yok eder. Bizler ölümün çocuklarıyız, hayatın aldatmacalarından bizi o kurtarır. Kimse göründüğü kadar dayanıklı değildir. Sadece görünmeyen yangınlar, duyulmayan fırtınalar, gizlice çürüyen ruhlar vardır. Nedir günler, nedir aylar? Benim için bir önemi yok bunların; Mezarda olan için zaman, anlamını kaybeder.
204 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.