Bazen yüreğimin ta derinlerine zehir gibi acı veren bir düşünce saplanıyordu: Aradan on, yirmi, hatta kırk yıl geçse bile yaşamımın bu en iğrenç, en gülünç, en korkunç dakikalarını nefretle, iğrenerek anımsayacaktım.
Gene de biliyor musunuz, bizim gibi yeraltı takımının dizginini sıkı tutmak gerektiği kanısındayım. Çünkü kırk yıl ses çıkarmadan yeraltında otururuz, ama bir fırsatını bulup yeryüzüne çıkarsak çenemizden kurtulamazsınız...
"Ama insan sisteme ve soyut mantığa öylesine tutkuyla bağlıdır ki, gerçeği bilerek çarpıtmaya, kulaklarını da, gözlerini de kapayıp yalnızca kendi mantığını savunmaya hazırdır."
Etrafınıza şöyle bir göz gezdiriniz..! Gerçek hayat denilen şeyin ne olduğunu, nerede olduğunu bilmiyoruz bile. Kitaplarımızı, hayallerimizi elimizden alsalar, öylece ortada kalakalacağız.