Vurulmuştum... Ama ne acı vardı ne de his. Bakışlarım ona kalktı. Eli hâlâ bana uzanıyordu. Bir milim dahi kıpırdamamıştı yerinden. Tek fark göğüs kafesini kaplayan kanlardı. Kırmızılık yeşil üniformasının üzerinde hızla dağılıyorlardı. Tam kalbinin üzerinden... Vurulan bendim ama o kanıyordu. -Bülbül Kapanı
“Ne zaman seni düşünsem Bir ceylan su içmeye iner Çayırları büyürken görürüm. Her akşam seninle Yeşil bir zeytin tanesi Bir parça mavi deniz Alır beni. Seni düşündükçe Gül dikiyorum elimin değdiği yere Atlara su veriyorum Daha bir seviyorum dağları”🔗
Reklam
Şirince’de bir teyze, her kedinin ayrıayrı adı var
“Delik deşik duvarın önünde yaşlı, çok yaşlı bir kadın oturuyor. Unutulmuş bir yüzyıla ait sanki. Bir deri bir kemik, ayağında el örgüsü çoraplar, gözlerinin oyuklarında dev gölgeler…” Son gittiğimde göremedim, aradım, sordum, bulamadım kendisini. “Toprağın çağrısından kurtulmam mümkün değil. Her nesnenin bir gölgesi, her sesin binlerce
ZÜMRÜDÜANKA
Serin bir rüyanın hatırınadır çektiğim dünya ağrısı. Bir hayalden geldim ben, bir hayal verdim sana, mavi-yeşil bir hatıra: işte dünya ruhum! ovada sert es, yamaçta sus, ırmakta ağla. Birhan Keskin
565. sokak
Yarın yağmur yağacak dediğim sokağa Yarın yeşil bereni giymeyi unutma. Ben belki bir meyhanede olacağım o gün Küçük insanlarla omuz-omuza içeçeğim Onlara seni anlatacağım kulakların çınlıyacak Ufacık burnundan bahsedeceğim İncecik dudaklarından Aşksız adamlar beni vuracaklar. Birdenbire şarkılar bitecek kulaklarımda Beni bir direğin altına
Özgür Kudüs Yolunda Andımız:
Ben Müslümanım Elhamdulillah. Bir dedem Fatih’tir, bir dedem Selahaddin. Kalbim küçük bir kuş gibi merhametli, bedenim koca bir dev gibidir. Bastığım yer Anadolu, gözlerim Kudüs’e bakar, alnım Mekke’ye dönük, kalbim Medine’de atar. Yüreğim Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Suriye’de, Gazze’de, Çeçenistan’da, Afrika’da sızlar. Gözyaşlarım,
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.