Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Saniyenin onda biri kadar göz göze geldiler, ama bu kadarcık bir süre bile Winston'ın, O'Brien'ın kendisi gibi düşündüğünü anlamasına yetti;"
Kayra’nın evi, dünyada yazılabilmiş en iyi kitap artık küllerden oluşan bir kaleydi. Ve bu külden kaleyi devirmem için sadece üflemem yetti... Kayra o günden sonra yazmadı ve hiçbir yere evim, demedi. Ama eminim ki, o evi rüyasında görüyor her gece. Yaşadığı yorucu ve nedensiz hayatı bitirip gözlerini kapatıyor. Ve evinde açıyor gözkapaklarını. Hiçbir şey değişmemiş. Onu bekliyor. Yaşarken, ayaktayken ne kadar kan kaybetmiş olursa olsun, düşünceleri onu ne kadar hasta etmiş olursa olsun uyuyup kapısından girdiği evinde içkisini içerken, hep özlemini duyduğu ve uyanıkken asla kavuşamayacağını bildiği huzuru yaşıyor. Belki de kendini mutlu bile hissediyor.
Reklam
Allahım… Ben ki sana bunca platoniğim ama canıma yetti artık. Valla bak biz mi düşeceğiz hep iskelelerden Başlarına yık şunların bu metropolleri.
Sayfa 26
Bir ömür boyu süren çalışmalarım, kuşkusuz, çok daha geniş kapsamlı ve çok da iyi olabilirdi ama gücüm Ancak bu kadarına yetti.
"Toprak çok," diye düşündü, "Ama Tanrı üzerinde yaşamama izin verecek mi bakalım?" ... Üç arşınlık toprak parçası yetti Pahom'a.
Reklam
Genel olarak ekonomimiz gelişmekte olan ülkelerin ekonomileriyle kıyaslandığında yüksek bir düzeyde değildir. Kurtuluştan önce Kampuçya yarı-sömürge ve yarı-feodal bir ülkeydi. Geri bir tarıma sahipti. Yoksul ve aşağı-orta köylüler tüm nüfusun %75'ini oluşturuyordu. Çok yoksuldular. Aynı şekilde emekçi halkın hayat düzeyi de çok düşüktü. Kurtuluş savaşı sırasında muazzam bir tahribat, yıkım ve hasar meydana geldi. Kurtuluştan sonra kendi gücümüze dayanarak ekonomimizi ve ülkemizi yeniden inşa etmeye ve halkımızın hayat düzeyini geliştirmeye çalışmak zorunda kaldık. Pirinç üretimi sorununu çözmek için geniş çapta güçleri seferber etmek zorunda kaldık. Bu sorunu esas olarak çözdük. 1976 yılında halkı beslemeye yetecek ve aynı zamanda biraz da ihraç edilecek kadar pirinç ürettik. 1977 yılında da pirinç üretimi halkı beslemeye yetti ve gene bir miktar ihraç edebildik. Kurtuluştan önce yeterince karnı doymayan yoksul ve aşağı orta köylü- ler ve tüm emekçiler şimdi artık yeterince beslenebiliyor. Bu yiyecek sorunu yüzyıllardır çözülememişti. Feodaller, toprak ağaları ve kapitalistler bu sorunu çözememişti. Sömürgecilik, yeni-sömürgecilik ve dış yardım da çözemedi. Ama biz çözdük. Bu sorun çözüldüğü içindir ki, köylük bölgelerdeki ve bütün ülkedeki halk bu rejimden son derece memnundur ve bu durum, halkın güçlerini daha kuv- vetli hale getirmiştir. Bu güçlerle ülkemizi sağlam temeller üzerine inşa edebiliriz. Bu aynı zamanda ülkemizi savunmak için daha güçlü kuvvetlere sahip olmamızı da mümkün kılmaktadır.
Sayfa 126Kitabı okudu
Oysa biliyorum, sen dokunmadım bile yaralarıma, sadece baktın, şöyle bir an, göz ucuyla. Başını kitabından kaldırıp, kendisini Çağıran sese cevap veren biri gibi. “Ne var?” Bir ilgisiz bakış, ama bana sunulmuş o tek bakış, hiç görülmemiş ortaya çıkarmaya, gizli kalmış kanı akıtmaya yetti.
Acı bir deneyimdi ama dersimi almama yetti.
Kinyas ve Kayra
''Kayra'nın evi, dünyada yazılabilmiş en iyi kitap artık küllerden oluşan bir kaleydi. Ve bu külden kaleyi devirmem için sadece üflemem yetti... Kayra o günden sonra yazmadı ve hiçbir yere evim, demedi. Ama eminim ki, o evi rüyasında görüyor her gece.''
Sayfa 50 - Doğan KitapKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.