Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yağız Barut

Yağız Barut
@ygzbrt
Gazeteci
Ege Üniversitesi
İzmir
İzmir
18 okur puanı
Ocak 2018 tarihinde katıldı
235 syf.
8/10 puan verdi
Pal Sokağı Çocukları
Pal Sokağı ÇocuklarıFerenc Molnar
8.7/10 · 24,9bin okunma
Reklam
235 syf.
8/10 puan verdi
Asıl mesele Pal Sokağı’nda çocuk kalabilmektir
Başkahramanları çocuk olan romanlar her zaman ilgimi çekti. Sahici ve samimi geldikleri için midir bilmem ama örneğin Zeze’nin, Oliver Twist’in ya da Beyaz Gemi’deki isimsiz çocuğun yaşadığı olayları unutsam bile hissettirdiği duygular hep unutulmaz oldu. Pal Sokağı Çocukları da bu anlamda unutulmazlar arasına girdi bile… Dünya Çocuk Edebiyatı’nın
Pal Sokağı Çocukları
Pal Sokağı ÇocuklarıFerenc Molnar · Yapı Kredi Yayınları · 201924,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Siyasal İslamcıların ve faşistlerin ipliği pazara çıkarılmış
İslamo-Faşizm; siyasal islamcılarla faşistlerin hedeflerini ve yöntemlerini teşhir eden, deyim yerindeyse ipliklerini pazara çıkaran bir kitap olmuş... Merdan Yanardağ; mevcut baskıcı, otoriter, faşizan siyasi iklim içerisinde kalemini çok ama çok cesurca oynatmış; daha doğru bir ifadeyle mesleğinin hakkını tam anlamıyla vermiş
İslamo-Faşizm
İslamo-FaşizmMerdan Yanardağ · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202362 okunma
504 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Hepimiz Kayıp Tanrılar Ülkesi'ndeyiz!
Kayıp Tanrılar Ülkesi, Ahmet Ümit'in okuduğum ilk kitabıydı; o yüzden diğer polisiye türündeki romanlarıyla karşılaştırma yapamıyorum ancak 500 sayfayı keyifle ve merakla okudum. Mitoloji, tarih, sosyoloji gibi alanlara ilgisi olan olmayan herkes de özenle hazırlanmış bu romanı severek okuyacaktır. Berlin ve İzmir (Bergama) hattında gidip gelen olay örgüsü ise bir İzmirli olarak beni ayrıca çok etkiledi. O yüzden de benim için kitabın 'edebi' değeri değil, gösterdiği diğer şeyler daha önemli hale geldi. Öyle ki bu romanda; ne muhteşem bir mirasın üzerinde yaşadığımı anlamanın mutluluğunu da, bu mirası bugüne kadar görmemenin hüznünü de yaşadım... Bu değerleri bize göstermeyen sistemin utancını da hissettim, bu konuda elini taşın altına koymayanların vizyonsuzluğuna da tanık oldum. Mesela gerçekten merak ettim; bu şehirde kaç bin genç, ekonomik ya da politik sorunların pençesinde tutsak kaldığı için Pergamon'u, Efes'i ya da diğer tarihi mekanları hâlâ görmemiştir veya kaç bin genç, içi boş hamasi öğretilerin gölgesinde olduğu için bu toprakların gerçek tarihini öğrenememiştir! Sorulacak epey soru var aslında ve işte tam da bu nedenlerle hepimiz (eğer Zeus'un dediği gibi 'tanrı' denilen şey gerçekten hakikat demekse) Kayıp Tanrılar Ülkesi'ndeyizdir!
Kayıp Tanrılar Ülkesi
Kayıp Tanrılar ÜlkesiAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 202320,6bin okunma
Reklam
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Livaneli külliyatının en yalın eserlerinden birisi Balıkçı ve Oğlu; aksi takdirde 120 sayfaya bu kadar çok acı gerçek sığdırılamazdı. Livaneli, bu hikâyede aslında sakin Ege Denizi’nin nasıl göçmen mezarlığına döndüğünü merkeze koysa da karakterlerin yaşam koşulları ve yaşadıkları çevre üzerinden de birçok soruna dikkat çekmiş. Balıkçıların emeğinin karşılığını alamamasından tutun; balık çiftlikleri, maden ocakları ve otel işletmeleriyle gözü dönmüş sermayenin kıyılarımıza, ormanlarımıza saldırarak nasıl bir ekolojik yıkıma sebep olduğuna kadar hepimizin aşina olduğu bir çok sorun işlenmiş kitapta.… Özetle bu romanın derdi, hepimizin derdi.
Balıkçı ve Oğlu
Balıkçı ve OğluZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 202126,8bin okunma
Yine de hiçbir bomba, bir çocuğun gözlerinden büyük çukur açamayacak dünyaya. Biz, düşen borsa, yükselen döviz, azalan onurumuzla biraz daha siyah, ama bizden uzak bir savaşın aptal huzuru ile döneceğiz evlerimize. Çizgili pijamalarımızı giyinip, birer şiddet tapınağına dönen 'sıcak yuvalarımızda', katillerimize secde içinde, ölümlerimizi seyretmeye ve çocuklarımızı sevmeye devam edeceğiz...
152 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kendi benliğini, biricikliğini arayan Siddartha, hiçbir öğretiyi kabul etmez ve sürekli arayış içindedir. Mutluluk, bilgelik, hakikat gibi kavramlar; ‘tamam buldum’ denilebilecek şeyler değildir, onlar arayışın yani sürekli yürünmesi gereken yolun ta kendisidir. Bilgi başkasına aktarılabilse de bilgelik asla aktarılamaz. Herkes kendi yolunda ve kendi tecrübe ettikleri ile buna ulaşabilmektedir. Siddartha, yürüdüğü yol boyunca bazen günlerce aç kalan bir Samana bazense dünyevi hazların hepsine erişebilen bir zengin olmuştur. Siddartha için; ölümlü nesneler hızlı bir değişim içindedir ve yaşam ırmak gibidir! Sürekli akan bir su vardır ama su hep yerindedir, baktığımızda aynı sudur ama hep yenidir. Ayrıca ırmak her yerdedir; kaynadığı yerde, döküldüğü yerde, çağlayanda ve aynı zamanda geçmişte ya da gelecekte değil şu an’dadır. (Kitaptaki ırmak metaforu gerçekten iyi işlenmiş) Tüm iyi ve kötü şeyler, çileler, hazlar, amaçlar, özlemler dünyayı oluşturmaktadır. Tümü birden oluşumların ırmağı, tümü birden yaşamın müziğidir. İnsan kendini ırmağın akışına bırakmalı, yazgıyla savaşmaktan da vazgeçmelidir. Çünkü; hiçbir gerçek yoktur ki, karşıtı da gerçek olmasın. Öyle ki haydutların özünde bir Buddha, Brahmanların özünde ise bir haydut vardır! Sonuç olarak önemli olan tek şey; dünyayı sevmek, onu aşağılamamak, ona ve kendine hınç beslememektir. Ona, kendine ve bütün varlıklara sevgiyle, hayranlıkla bakabilmektir.
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202038,1bin okunma
Yağız Barut tekrar paylaştı.
Güneş doğdu çünkü. Hiç aksatmadan, binlerce yıldan beri olduğu gibi, doğdu. Fakat o güneş ne zaman doğacak? Kurtuluşumuzun, kölelik korkularından ve korkunun köleliğinden kurtuluşumuzun güneşi. O sırdır işte. Bilinmez...
Reklam
... sebep arıyorsan eğer aşık falan değilsindir...
Sayfa 141Kitabı okudu
n'olursun deda bir şey yap, beni doğuran sensin madem, engel olabilmelisin ölümüme.
Sayfa 132Kitabı okudu
57 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.