Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elif

Elif
@yildizelif9
Psikolojik Danışman
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık
İstanbul
İstanbul, 10 Ekim 2001
498 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Sevgi gör­mek için sınırlardan vazgeçmek, kaçınılmaz olanı ertele­mektir: kişiyle ilgili gerçeği fark etme, bu gerçeğin üzüntü­süyle kucaklaşma, terk etme ve yaşamda yoluna devam etme.
Reklam
Sınırlar oluşturmanızı engelleyici hareketlerle mücadele etmek zordur. Ancak siz “kurtuluşunuzu gerçekleştirdikçe”, yaşam da sizin gayretlerinize katılmak için orada olacaktır.
Temel ilke şudur: İnsanların duyduğu üzüntüye hak verip, kendinizi onların yerine koyun; ancak bunun onların derdi olduğunu belli edin.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Öğrenmeniz gereken ilk şey; sorunu olanın sınırlar belirlediğiniz için size öfkelenen kişinin kendisi olduğudur. Bunun farkında olmazsanız, bir sorununuz olduğunu zannedebilirsiniz. Sınırlarınızı korumak başkaları için de yararlıdır; içinde yetiştikleri ailenin onlara öğretmediği bir şeyi öğrenmelerinde yardımcı olur: başkalarına saygı duymak.
Bir sorunu sadece belirtilerle ilgilenerek çözmeye çalışmak, genellikle daha çok belirtinin ortaya çıkmasına yol açar.
Reklam
Başkalarının sınırlarına dikkat etmek, çocukların sevmesine yardımcı olur. Yüreğinde başkalarının sınırlarına saygı duyma fikri; hak vermenin, kendisini karşısındakinin yerine koymanın temelidir; veya başkalarını, sevilmek istediğimiz gibi sevmek. Çocuklara, hayırlarının saygı görmesi lütfunun gösterilmesi gerekir; onların da bu lütfu başkalarına göstermeyi öğrenmeleri. Başkalarının ihtiyaçlarına hak verdikçe, olgunlaşır, yaşama ve başkalarına olan sevgilerini derinleştirirler.
Bazı insanlar diğerlerinin kendilerini kurtarmasına o denli alışırlar ki, kendi iyiliklerinin başkalarının sorunu olduğunu dahi düşünmeye başlarlar. Başkalarınca kurtarılmadıkları zaman, kendilerini terk edilmiş ve sevgiden mahrum bırakılmış hissederler. Kendi yaşamlarının sorumluluğunu üstlenmeyi reddederler.
Kendi yaşamımızda, ondan hayır yanıtı almaya tahammül edemediğimiz birisi olduğunda gerçekte, kendi yaşamımızın denetimini onun ellerine teslim etmişiz demektir.
Kendi incinmişliklerimizi başkalarına da yükleriz. Acı duyduğumuzda tepkimiz, bu kötü duyguyu “sahiplenmemek” ve onu başkalarının üzerine atmaktır. Buna, yansıtma (projeksiyon) denir. Çocuklukta hatalı sınırlar yüzünden incitilmiş kişiler, çoğu kez kırılganlıklarını başkalarının üzerine atar. Kendi acılarını başkalarında hissederek ve bunun kendi üzerlerinde ne derece zarar verici olabildiğini düşünerek, diğerleri üzerinde sınırlamalar belirlemekten kaçınırlar.
Kutsal kaynaklar sürekli olarak bizlerin aydınlıkta olmasından ve bizim doğa ile ve başkaları ile ilişkide olabileceğimiz biricik yer olarak da aydınlıktan bahseder. Ancak korkularımız nedeniyle kendimize ait bazı yönleri karanlıkta saklarız. Sınırlarımız gün ışığında olduğunda, yani açıkça ifade edildiğinde, kişiliklerimiz ilk kez olarak bütünleşmeye başlar. “Görünür” olur ve ışık olur. Değişir. İyileşme her zaman güneş ışığında olur.
Reklam
Güç, talep ettiğiniz veya hak ettiğiniz bir şey değil, ifade ettiğiniz bir şeydir.
Bazı şeyler canımızı yakar, ancak bize zarar vermez. Gerçekte bunlar bizim için iyi bile olabilir. Ve hoşa giden şeyler de bizim için son derece zararlı olabilir.
Ana babaların, onlarla aynı fikirde olmadıkları zamanlarda dahi, çocuklarına bağlı ve onlarla bağlantıda kalmaları gerekir. Bu, öfke duymamaları gerektiği anlamına gelmez. Kendilerini geri çekmemeleri gerektiği anlamına gelir. Ana babalar acı, hayal kırıklığı veya pasif öfke ile geri çekildiklerinde, çocuklarına şu mesajı vermektedirler: Doğru davrandığında sevgiyi hak ediyorsun. Gerektiği gibi davranmadığında sevilmeye layık değilsin.
Yeni ve zor olan bir şey denerken, hepimiz korkarız. İnsan korkusuyla yüzleşmediği için değil, elinden gelenin en iyisini yapmadığı için cezalandırılır.
Yanlış şeyleri sevmekten veya değeri sürekli olmayan şeylere değer vermekten kaynaklanan denetimsiz davranışların sorumluluğunu üstlendiğimizde, doyumlu olmayan şeylere değer veren bir yüreğimiz olduğunu itiraf ettiğimizde, içimizde “yeni bir yürek yaratmak” için yardım görebiliriz. Sınırlar bize, eski incitici değerlerimizi yadsımada değil, onları sahiplenmede yardımcı olur; böylelikle onları değiştirebilme bilincine erişiriz.
1.688 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.