Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Korkma! Yalnız geldin, yalnız gideceksin...
Bu tren bir gün seni de alıp götürecek. Sen de bilmediğin insanlarla bu son yolculuğa çıkacaksın. Onun için şimdi boşuna ağlama, üzülme. Toprak seni sarmak için, böcekler seni öpmek için bekliyor. O zaman bütün güzelliklerin, bütün kederlerin ve umutların dünyada kalacak. Sen de aslında her şeyin boş ve yalan olduğunu bu yolculukta anlayacaksın. Sona yaklaştıkça önceleri için ürperecek, korkacaksın. Sonra gözlerimizin karanlığa alışması gibi yavaş yavaş alışacaksın bu yokluğa. Sevdiklerin gelecek aklına birer birer. Sevildiğin günler gelecek. Yaşadığın emsalsiz aşk gecelerini hatırlayacaksın ve bu gecelerin pırıl pırıl sabahlarını. Görünmez bir el bütün vücudunu baştan aşağıya okşayacak. Saçlarının koklandığını, dudaklarının öpüldüğünü hissedeceksin. Sonra bırakıvereceksin kendini bu sonu gelmez sandığın sarhoşluğa. Bir an gözlerini yumacaksın ve tren duracak. Bundan sonra başka bir istasyon olmadığı için acele etmene lüzum yok. Fakat yine de toprağı bekletme. Çiçekler, ağaçlar, otlar seni karşılamaya gelmişler. Görüyor musun? Boşuna bakma çevrene, beni arama. Bu defa karşılayıcılarının arasında ben yokum. Korkma! Yalnız geldin, yalnız gideceksin... Hüzün şarkıları yalnızlığında başladı, yalnızlığında bitecek.
Sayfa 195 - Hüzün Şarkıları - 11Kitabı okuyor
"Sen Mustafa Kemal misin? Ölülerin intikamını alacak mısınız?"
O gün sabah erkenden artık bizim de şehri ve ecdadımızdan kalan evimizi terk etmemiz gerekiyordu. İki oğlum ile birer kat çamaşır biraz da yiyecek ekmek ne varsa kâğıt ve altın paralarımızı alıp komşunun terk etmiş olduğu at arabasına ait bir hayvan bulduk ve dolambaçlı yollardan ve Şakirpaşa'nın ilerisinden Tarsus şosesine çıktık. Fransız
Reklam
Saf gelin hikayesi
“Saf Gelin'in kim olduğunu bilmemelerine rağmen, kasaba gençlerinin, bir araya geldiklerinde ondan söz etmemeleri görülmüş değildi. Birbirlerine, sabah akşam, içleri gıcıklanarak Saf Gelin hikâyesi anlatırlardı.” Saf Gelin on beş yaşına kadar, dünyanın bütün kötülüklerinden korunarak ve evde nadide bir çiçek gibi saklanarak, hiçbir şeyden
Geçmişine dönüp bak! Sen bir zaman anne rah­minde bir cenindin. Ne irade, ne de kudretin vardı. Fakat seni yaratan, kendi irade ve kudretiyle seni ora­da rahatça yaşattı. Dünyâda da önce beşikte bir ço­cuktun ve yeni şartlara karşı yine çaresiz ve güçsüz­dün. Fakat, merhametli ve güçlü olan Rabbin, seni bu halde de gıpta edilen bir rahatlık, bolluk ve nazlılık içinde tuttu. Şimdi de kendini O'na karşı bu iki vazi­yette görürsen, o yine seni o şekilde koruyup kollaya­caktır. Çünkü O'nun lüftu sonsuz ve gücü nihayetsiz­dir. Fakat kendine sahip olmaya kalkar, irade ve ihti­yarını O'nun lütuf ve merhametinin önüne duvar gi­bi dikersen, ölünceye kadar ve belki de ebede kadar bu ağlama duvarı önünde yas ve matem tutacaksın.
Çanakkale Şehidine Ağlanmaz
Çanakkale şehidine ağlamak, insanlar arasında ayıp sayılırdı. Bir şekilde yakınının şehit haberini alanlar, insanların içinde ağlamaz, tarlaya, bahçeye, ormana gider, doya doya gözyaşı döker, sonra gözyaşlarını silerek, başları dik bir şekilde evlerine, köylerine dönerlerdi. Evladının, ciğerparesinin şehadet haberini alan bir anne, her ne kadar bu
Sayfa 224
Duru}{{
"Sen ağlama demeyeceğim ama buğulu gözlerini sevmiyorum biliyorsun. Gerçekten hak etmeyen hiçbir şey için o kristal parçalarını dökme, döktüğün her gözyaşı değerini bildirsin karşındakine. Adın gibi ol, kimse kolay kolay kıramasın seni. Fakat bu gücünü karanlıktan alma." Duru yine konuşmasını yarıda kesmiş gibi hissettirdi ve nedense bu sefer kimden bahsetmek isteyip de sustuğunu biliyordum. Adnan Kara.
Sayfa 481 - Parola YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Ben sana hediye almadım. Çünkü unuttum, kendi doğum günümle beraber senin doğum gününü de. Ben yine unuttum Korel ve sen yine hatırladın. Özür dilerim böyle biri olduğum için." "Bu benim en masum unutuluşumdu, ağlama."
Sayfa 536 - Minel & KorelKitabı okudu
"Sen kötü kalplisin, Bebek İsa. Ben senin bu kez Tanrı olarak doğacağını zannederken yapılacak şeymi bu? Neden öbür çöcukları sevdiğin gibi beni de sevmiyorsun? Çok uslu durdum. Bir daha hiç kavga etmedim, derslerime çalıştım, küfretmeyi bıraktım. Kıç bile demedim. Neden bana böyle davranıyorsun, Bebek İsa? Şeker portakalımı kesecekler, ama bunun için bile yaygara çıkarmadım. Sadece birazcık ağladım... Şimdiyse... Şimdiyse..." Gözyaşlarım yine sel olup aktı. "Portuga'mı geri istiyorum, Bebek İsa. Portuga'mı geri getirmelisin..." Derken yumuşak mı yumuşak, tatlı mı tatlı bir ses konuştu yüreğime. Üstüne oturduğum ağacın dostane sesi olmalıydı bu. "Ağlama sakın, ufaklık. O şimdi gökyüzünde."
Sayfa 167 - ZezeKitabı okudu
"Herkes anne baba olmak ister. Sen de olmak ister miydin?" diye sordum bir anda. "Bilmem, hiç düşünmedim." "Ama evine çocuk koruması yaptırmışsın. Hiç düşünmediysen neden böyle bir şey yaptırdın?" diye sorarken ona yaslı olduğum için bedeninin kasıldığını hissettim. "Bir gün baba olacağını biliyordun, değil mi?
Sayfa 352
"hadi kızım, gel babana." diyerek kızına doğru ellerini hevesle açıp kapattı Ali. "Zorlama lan kızı." dedi yusuf. O da ileri eğilip Gökçen'e doğru kollarını uzattı. "Yusuf amcasına gelecek ilk Gökçen kızım." Ali yanına tüneyen Yusuf'a ters bir bakış attı. "Ne diye sana geliyor lan? Babası
111 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.