Cavid Beyin çektiği cefa
Cavid Bey, cezaevinde bulunduğu dönem içinde eşi Aliyye Hanım’a her gün mektup yazmış ve yaşadıklarını anlatmıştı. Satırlarında kimi zaman hasret, kimi zaman da şikâyet vardı. 34’ncü mektubu oğlu Osman’a olan özlemini dile getiren satırlarla doluydu: “... Yemekleri yine hafif yiyorum. Dün peynirsiz bir makarna ile kuzu külbastı... Pek az. Osman’ın
TARANTA - BABU'YA BİRİNCİ MEKTUP
"Babasının yirmi beşinci kızı benim üçüncü karım, gözlerim, dudaklarım TARANTA - BABU. Sana bu mektubu içine yüreğimden başka bir şey komadan yolluyorum Roma'dan. Bana darılma sakın şehirlerin şehrinden sana gönderecek kendi yüreğimden daha akla yakın bir hediye bulamadım diye."
Reklam
Ben de babam gibi olmaktan korkuyorum. Yataktan çıkmak istemiyorum bazan. Uyumak değil bu. Hiç kimseyi görmek istemiyorum. Bir şizofreni başlangıcı mı? Bilemem ki. Herhalde bu meddücezirleri kelimeleştirmem faydalı olur. Ama çok güç bu. Babam neden ilgisini kesmişti dünyayla. Bizimle neden hiç meşgul olmamıştı. Pencerenin önünde sedir, sedirde
Bu çok tanidik geldi..
"Canım" diye hitap edeceğiniz birisi. On yıl, yirmi yıl, belki de otuz yıl ötelerde kalmış. Mektup yazsanız adresi yok. Öğrenmek isterseniz yeri, yurdu belli değil. Daha kötüsü sağ mı, ölü mü bilmiyorsunuz.
Aşka Dair Nesirler - Yirmi Beşinci Mektup
Unutma; seni sevdiğim için ölebilirdim, seni sevdiğim için yaşayacağım. Biraz sonra mektuplarınla resimlerini tutuşturacak bir köprü kibrit çöpü gibi çekiliyorum hayatından. Her şeyiyle onu sana bırakıyorum. Hayatın senin olsun, istersen hayatım da. Ama sen kendinin bile olamayacaksın artık... Ben yaşadıkça, adım söylendikçe... Seni bensizliğe ve kendimi sana mahkûm ediyorum. İstanbul, Haziran - Eylül 1962
Sayfa 3 - Ümit Yaşar OğuzcanKitabı okudu
YİRMİ BEŞİNCİ MEKTUP
Unutma; seni sevdiğim için ölebilirdim, seni sevdiğim için yaşayacağım.
Sayfa 167Kitabı okudu
Reklam
70 öğeden 71 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.