işte Nuh’un Gemisi, böylece her vakit inanmış olanlar topluluğunu sembolleştirdi. her zaman inananlar bir araya gelmeli ve yol göstericinin etrafında toplanıp inkar ve isyan bataklıklarından kurtulmaya çalışmalıdırlar.
er geç yol ayrımları gelir çatar
yabanlaşır kırk yıllık dostluklar
yılların bölüşüldüğü yastıklar tanımaz yüzlerinizi
yitik kavgalardan yarım sevdalar kalır.
Ahh, Tiran. Seni tuhaf adam. Sen bunu gördün. Dedin ki: "Takip edeceğiniz bir düzen yaratacağım. İşte yol. Gördünüz mü? Hayır! O tarafa bakmayın. Orası Çıplak İmparator'un yolu (çıplaklığını sadece çocuklar ve deliler görür). Gösterdiğim yere bakmayı sürdürün. Bu Altın Yol'um. İsmi ne güzel, değil mi? Altın Yol'dan başkası olmadı ve olmayacak."
Tiran, sen de soytarının tekiydin. Ortak geçmişimizdeki o yitik ve yalnız toprak toptan kalma genlerimizi kendi aramızda bitimsizce değiştokuş etmeye yönelttin bizi.
Dağıldığımızda insan evreninin sadece küçük topluluklardan ibaret kalacağını, daha fazlası olamayacağını, aramızdaki bağın zayıflayacağını biliyordun. Ortak doğum geleneğimiz öyle uzak geçmişte kaldı ki zürriyetler tarafından taşınan resimleri neredeyse tamamen çarpıldı. Rahibe Analar orijinali koruyor ama insanlara zorla dayatamayız. Görüyor musun, Tiran? Sesini duyduk: "Bırakın onlar gelip istesin! O zaman, ancak o zaman..."
Bizi işte bu yüzden yok etmedin, seni Atreides piçi! Ben de bu yüzden işe koyulmalıyım.
Bir Musa doğmasın diye, doğan binlerce çocuk öldürülür. Fakat ölen çocukların kanında Musa bilincinin çiçeği açar. Zulûmde boğulan bir halka suda boğulmayan bir çocuk yol gösterir: suları yarıp geçme yolunu