Rabia

Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. Biliyordu; anlamazlardı.
Sayfa 155Kitabı okudu
Reklam
Yaşama­nın amacı alışkanlıktı, rahatlıktı. Çoğunluk çabadan, yenilikten korkuyordu. Ne kolaydı onlara uymak!
Rahatsınız. Hem ne kolay ra­hatlıyorsunuz. İçinizde boşluklar yok. Neden ben de sizin gibi olamıyorum? Bir ben miyim düşünen?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gitseydi B.'yi tanıyacaktı. Bu fırsat kaçtı. İkinci fırsatın bun­ca çabuk çıkacağını kim diyebilirdi? O da oldu. Dolmabahçe du­rağında iki yandan gelen iki tramvay yan yana durdular. Başını sola çevirseydi onu görecekti; B.'nin yüzü ondan yanaydı. Ama onun aklı fikri önündeki adamın kulağının ardındaki kirdeydi. Bu kirin biçimi onu müthiş ilgilendiriyordu. Sonunda Matisse'in bir desenine benzetti. İçi rahatladı.
Ya o sonuna dek gidip de bir tek servi göremeyeceğiniz 'Sıra Serviler Caddesi': Asfalt, üst üste beton yapılar, otomobiller sürüsü, hızlı yürüyen insanlar sürüsü... Bu yolun servili olduğu zamanlar da insanlar böyle mi yürürdü?
Reklam
-Bak şu kuşlara, hiç uçarken birbirlerine çarpıyorlar mı? dedi. -Hayır efendim! dedim. -Çünkü biri yukardan uçarken öteki aşağı iner. Sen bir kuş kadar mı olamıyorsun? Baktın ki karşısındaki öfkelenmiş sen de aşağıdan al... geçim böyle olur oğlum... dedi. Ama
... kainat demek, alemi kavrayan akıl demekti. Bundan başkası teferruattı.
Sen sadece rahatımı ve sıhhatimi düşündün. Disiplinli bir hayat içinde yalnız sistemli ve müspet bir zihni terbiye verdin. Fakat maddenin mekanik hudûdunu aşmadın, bu sûretle de rûhi bünyemin teşekkülü hasıl olmadı. Böylece de yalnız bilginin sathında kaldım. Kazandığım bu sermaye ile hayatta bir mevki sahibi olabilirim, fakat bir insan olamam.
Çünkü elimizden kaçırdığımız nimetlerin pek de öyle parlak olmadığını görmeye başladığımızda yazgımıza daha iyi boyun eğebiliriz.
Sayfa 147Kitabı okudu
Reklam
Yapılacak işin doğruluğuna inanmaksızın boyun eğmek iki tarafın aklını da aşağılamak olur.
Gelgelelim bütün insanlar zamanla o denli değişirler ki, insan onlarda her zaman yepyeni şeyler bulabilir.
Gurur daha çok bizim kendi kendimizi değerlendirmemizle ilgilidir; kibirse başkalarına kendimizi ne şekilde satmak istediğimizle.
Öyleyse, sürüler halinde seyahat etmek şehirde yaşarken şehirden kaçınmanın başka bir yoludur.
Sayfa 199Kitabı okudu
Şehir sakinlerinin çevrelerini saran yabancıların görünüşlerine bir anlam iliştirmeyi öğrenmesinin daha keyifli yollarından biri de tiyatro ve onun muadilleridir. ... Kırsal kesimde ve küçük kasabalarda yetişmiş olan bilgi kaynaklarımın çoğu, şehirde tanıştıkları insanlara yıllarca cumartesi öğleden sonra izledikleri filmler ve akşamları yayınlanan televizyon şovlarıyla "hazırlandıklarını" bildirdiler.
Sayfa 144Kitabı okudu
Resim