"Çünkü itiraz etmeyen, karşı koymayan herkes suç ortağıdır. Ve sen itiraz edebilirsin, bu yüzden itiraz etmek zorundasın, karşı koymak zorundasın. " "Hak! Hukuk! Bugün dünyanın neresinde hak kaldı. Insanlar onu katletti. Herkesin hakları var, fakat onların, onların gücü var ve bugün güç demek her şey demek." "Neden onların gücü var? Çünkü bu gücü onlara siz veriyorsunuz. Ve Sizler korkak olduğunuz müddetçe onların gücü hep olacaktır. Tüm bunlar, yani insanlığın bugün korkunç dediği şey, yeryüzündeki on insanın iradesinden ibaret ve on İnsan bunu yeniden yıkıp yok edebilir. Bir insan, yaşayan tek bir insan onlara karşı durarak bu gücü yerle bir edebilir. Fakat Sizler boyun eğdiğiniz, belki paçamı kurtarabilirim dediğiniz müddetçe, onları can evinden vurmak yerine, onlara itaat ettiğiniz müddetçe, sizler sadece bir kölesiniz ve bunu da hak ediyorsunuz demektir... "
Fırat, bir dost meclisinde konuşuyor gibi çok sakin başlamıştı sözlerine: - Ateizm, Allah'ı inkar edip bütün dinleri reddederek kâinatın tesadüfen, kendiliğinden oluştuğunu ileri sürer. Bu dinsizlik cereyanına "Tanrı tanımazlık" da denilir. Bu felsefi akım doğal bir fikir hareketi değil, inanç değerlerini yok etmek için bir projedir ve bir beyin yıkama faaliyetidir.
Reklam
Bir şeyi muhafaza etmek, onu ele geçirmekten ya da yok etmekten çok daha zordur.
Etrafımıza saçtığımız kelimeler oranında ölürüz… Konuşanların sırrı yoktur. Ve hepimiz konuşuruz. Kendimize ihanet eder, kalbimizi teşhir ederiz; her birimiz dile gelmezliğin celladıyızdır; her birimiz sırları, en başta da kendi sırlarımızı yok etmek için yırtınırız.
Olacak iş değil. Bir evi başka bir ev için terk etmek, biri öldürülmüş gibi üzücü.
Toplum güzelliği ödüllendirmek üzere değil, lanetleyip yok etmek üzere, çirkin insanlar tarafından kurulmuş bir sistemle yönetiliyordu ve insana ilham veren her şey gibi güzellik de kontrol altına alınması gereken bir tehlikeydi.
Reklam
"Karanlık bir yüz bırakıp bana, gitti. Sürahinin içinde oturan bir canbaz, kendi sürahi olan bir can bazına kapanın kapanışını duyduğundan beri. Bu yüz ancak bir sürahiyle örtülebilir, bir vücut yalnızca bir sürahiye dönüşebilirdi değememe başladıktan sonra. Canlı bir sürahi var konutta artık, kendi kendine ip üzerinde devinen, bir ışık huzmesinin içine girebilen, içinden geçebilen. Ağzından, eli çıkacak az sonra, dengesini, yalnızca kendine gösterdiği dengesini yok etmek için, ipi kesecek, ışığın huzmesini kesecek, soylu bir yalpalanmayla parçalara ayıracak kendini."
BÜYÜK FELAKET Ebediyete kadar eğilmiş insanlar, ölmüş değillerdir. İnsanlığa ifa ettikleri hizmetler kitaplarda yayınlanır. Evet bunların insanlar arasındaki hatıraları daima canlıdır. Fazilet ve büyük eserleri ile elbetteki hemcinslerine büyük faydalar sağlamış olurlar. Feci bir haberle Bağdat birden çöküyor. Öyle bir hâdise ki, yürekler üzerine
''Kimsenin ortalama, sağlıklı, beş yaşındaki bir çocuğa nasıl Alfa olunacağını öğretmesine gerek yoktur - o bunu kendi kendine öğrenir. Çeşitli bağlamlarda bu 'küçük Alfa' çevresini keşfetmek, risk almak, neyin işe yarayıp neyin yaramadığını görmek ister, sonuçları kendini tehlikeye atmak veya nasıl çalıştığını görmek için parçaladığı şeyi yok etmek olsa bile. Bu, bisikletiyle tekerlekli bisiklet sürmeye çalışan bir çocuk ya da babasının bilgisayarını kurcalayan bir çocuk olarak ortaya çıkabilir ancak bu rafine edilmemiş, mantıksız bir şekilde kendinden emin, Alfa havası, derece sırasına göre, erkek durumuna özgü doğuştan gelen bir unsurdur.''
İnsan bazan hiç yoktan şeylere çocukça sevinir. Bu sevinci yok etmek kötü şeydir. İlişmemekle sevinen daha bahtiyar edilir. ❞
Sayfa 121 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.