İnsanların çoğunun tasavvuru, kendine ait fikri ve ideali, ufku ve tahayyülü yok. Bir değer yargısı oluşturmayı başaramamışlar. Onlarda olan, sadece anlık düşünceler ve hislerle, güdülenmelerle hareket etmek. Ufak bir sarsıntıda kendileriyle çelişmeleri, savruklukları bu yüzden.