Azrail ve adam hikayesi
• Saf bir kişi, bir kuşluk vakti, koşa koşa Hz. Süleyman'ın adalet sarayına sığındı. • Yüzü gamdan, korkudan sararmış, iki dudağı mosmor kesilmişti. Hz. Süleyman, ona; "Efendi! Sana ne oldu?" diye sordu. • Adam; "Azrâil, bana öyle öfkeli, öyle kin güder bir gözle baktı ki..." dedi. • Hz. Süleyman; "Peki." dedi. "Sen, şimdi benden ne istiyorsun? Onu söyle!" Adam; "Ey canları koruyan büyük varlık! Rüzgâra emret de... • Beni buradan Hindistan'a götürsün; belki kulunuz, oraya gidince canını kurtarmış olur." • Hz. Süleyman rüzgâra emretti. Rüzgâr da o adamı aldı, hemen deniz üstünden uçurarak Hindistan'ın iç taraflarında bir yere götürdü. • Ertesi gün dîvân kurulmuştu. Herkes, Süleyman'ın huzuruna gelmişti. Hz. Süleyman Azrâil'e dedi ki: •"Senin korkundan bana gelip sığınan, o müslümana, onu canından, malından, evinden, barkından ayırmak, avare etmek için mi öyle öfkeli baktın?" • Azrâil dedi ki: "Ben ona öfkeli bakmadım. Ben onu, yol üstünde gördüm de, şaşırdım kaldım, bu sebeple ona, şaşkın şaşkın baktım. • Çünkü, Cenâb-ı Hakk bana `Onun canını, bugün Hindistan'da al' diye buyurmuştu. • Şaşırdım da, kendi kendime dedim ki: , `Bu adamın yüzlerce kanadı bile olsa, onun bugün Hindistan'a varabilmesi çok uzak, çok zor'." • Ey yoksulluktan, ilâhî takdirden korkan ve ihtiraslarına kapılan kişi; sen, bütün dünya işlerini buna kıyas et, gözünü aç da, hakîkati gör. • Kimden kaçıyoruz? Kendimizden mi? Ne de olmayacak şey! Kimden neyi kapıyoruz? Neyi kaçırıyoruz? Allah'tan mı? Ne de büyük günah...
Mutlak anlamda, insanın seçme hakkı hep var olmuştur. Seçim, insan tekine aittir. Tarihte üçüncü bir yol daha yoktur. Kader, insanları ve milletleri hep sınamıştır. İnsanlar ve milletler de bu iki yoldan birini seçmiş ve ya ateş vadisine doğru ya da altından ırmaklar akan ülkeye doğru yol almıştır. Eğer, yüreğinizde bir bulantı, kafanızda bir kuşku hissediyorsanız, eğer varlığınızda bir rahatsızlık, çevrenizde bir huzursuzluk varsa kader sizi seçmeye çağırıyor demektir.
Sayfa 28 - İzKitabı okuyor
Yol varsa umut da var, siyah varsa aydınlık da var, ölüm varsa yaşam da var…
Sayfa 20 - Kapı YayınlarıKitabı okuyor
Seni Seyrederdim
Saçların uçuşurdu rüzgardan, Yanından seni seyrederdim. Güneş yakardı, deniz yanardı... Sen konuşurdun dinlerdim. Gülerdin... Susardın, düşünürdün. Benimle el- ele yürürdün Yol biterdi Görmezdim seni... Zaman yıl yıl geçerdi. Uzaktan, çok uzaklardan Seni seyrederdim.
"Doğar doğmaz kıyamet hsberini veren sakallı bebeğin paniğe yol açmamak içün öldürüldüğü ve gizlice gömüldüğü söyleniyor."
Sayfa 66 - Dorlion YayınlarıKitabı okuyor
Bizi en büyük başarıya götüreceğini sandığımız yol aslında sandığımız gibi bir yol değildir.
Sayfa 110 - DomingoKitabı okuyor
TÜRK GENÇLERİNE
Türk gençliği dikkat eyle kendini, Nefsin ateşinde pişirme sakın. Hak imtihan eder çileyle seni, Sabreyle, sabrını taşırma sakın. Kur'anın, Sünnet'in yoludur yolun. Bir Müslüman Türk'e uymalı halin. Özü sözü tutmuyorsa bir kulun, Adamdan sayıp da şişirme sakın. Zorluklara alış, söyleme ah, vah; Doğruları yalnız bırakmaz Allah. Tek gayen İla'yı Kelimetullah ... Yol, hedef bellidir şaşırma sakın. OZAN NİHAT der ki yalnız kalsan da, Takdir bekler iken tekdir alsan da, Ulubatlı Hasan gibi ölsen de Bayrağı elinden düşürme sakın. (Stutgart, 15.11.1986)
Zorluklara alış, söyleme ah, vah; Doğruları yalnız bırakmaz Allah. Tek gayen İla'yı Kelimetullah ... Yol, hedef bellidir şaşırma sakın.
250 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.