Yol uzaklara çıkar
İçinde hasret var
Sevenler ayrı diyarlarda
Özlem dilsiz olmuş
Yürekler susuyor
Mürekkep bitmiş
Kağıtlar ıslak
Gözümde yaş var
Yollar bana tuzak
Uzaklar çok uzaklar
Adına hasret ediliyor
Uzaklar yollarda geçer
Yollar yüreklerde
Acılar filizlenmiş yüreklere
Bitsin yollar
Ayrılık olmasın güneşin doğduğu topraklardan
Bulutlar mavi gözler kara olur
Yürekler samimi
İnsan güneş gibi ısıtır
Gel yüreğim gel yollarda kavuşma vakti şimdi
Bahar gelsin yollar da çiçekler açsın
Açılsın çiçekler
Kavuşsun sevenler
Yollar umut olsun aşk diyarlarında...
"Bir kişi için bitmiş olan, başkası için bitmiş olmayabilir. Bu denli basit. Bunun ötesinde yol, iki ayrı yöne gider."
İlk hangi Murakami kitabını okumam gerekiyor acaba diye düşünüp internette gezinirken bir yerde bu kitap tavsiye ediliyordu Murakami okumayı düşünenlere. Ben de hemen kitabı temin edip okumaya başladım ama sanırım yeterince araştırmadan karar vermişim tanışma okumasına. Bir kere zaten #faredörtlemesi adlı serinin üçüncü kitabından başlamışım okumaya O yüzden kitap bittiğinde, ben ne okudum şimdi diye düşünmeden edemedim. Gerçek miydi rüya mıydı anlatılanlar; ona ne oldu, buna ne oldu, nereye kayboldular diye sorgulayıp olay örgüsünü bir türlü yakalayamadığım yorucu ve çok uzun soluklu bir okuma oldu benim için... En kısa zamanda serinin ilki olan #rüzgarınşarkısınıdinle kitabı ile okuma serüvenine baştan başlamak istiyorum...
Kitaplarla ve sevgiyle kalınız, keyifli okumalarımız olsun...
Bir yemekte oturuyoruz. Söz, mide rahatsızlıklarından açıldı. Kuruyemiş imalâtı ve ihracatı yapan bir dostumuz (Abdülkadir ÇIKMAZ), kendi sahasından bir çözüm teklif etti:
“–Yemekten sonra yedi tane kavrulmamış çiğ badem içi yersen, midende hiç hazımsızlık görmezsin.”
Tevâfuk bu ya… Aynı sofrada mide sahasında ihtisas yapmış bir doktor, Profesör
Sandım ki yolculuğumun sonuna gelmişim
Kıyısındaymışım sınırımın
Önümdeki yol kapalıymış
Erzakım bitmiş
Vakti gelmiş sığınacak yer bulmamın
Sessiz karanlığın ortasında
Derken keşfetmişim ki
Arzun hâlâ canlıymış
Yorgun dilim eski sözcükleri unuttuğunda
Yeni ezgiler filizleniyormuş yüreğimde
Eski yolların bittiği yerde
Yeni bir dünya çıkıyormuş ortaya
-Rabindranath Tagore
Garip bir yolcuyum dostum, gerçekten garip.
Yük olarak sadece anılar varsa, gümrük vergisi ödenir mi? Oysa bugün her birimiz, köşe bucakta, yol kenannda bitmiş
ağaçlar gibi yalnızlığımızla yaşıyoruz.
Sürece güven.
Bazen bir anda karabulutlar yolunu kaplar, görmek güç olabilir.
Attığın adımları sorgulayacak hale gelir yolunu kaybettiğini düşünebilirsin.
Ama sonra karabulutlar ortadan kalkar ve görürsün ki yol bitmiş.
Yıl 1984.
Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanlık makamında rahmetli Turgut Özal var. Aynı dönemin Milli Eğitim Bakanı ise Sayın Vehbi Dinçerler. Ülkesinin geleceği adına çözüm yolları araştıran Turgut Özal, eğitim konusunda da Japon pedagoglara bir araştırma yaptırmak ister ve ülkemize davet eder. Eğitim konusunda uzman bu heyet, Türk gençleri
Trendeki Yabancılar
PATRICIA HIGHSMITH
Seviye 4
Michael Nation tarafından yeniden anlatıldı
Seri Editörleri: Andy Hopkins ve Jocelyn Potter
Pearson Education Limited
Edinburgh Gate, Harlow,
Essex CM20 2JE, İngiltere
ve dünya çapında Bağlı Şirketler.
ISBN 0 582 41812 7
Trendeki Yabancılar telif hakkı 1950 Patricia Highsmith Bu
uyarlama ilk olarak
Gözüm,
İki gözüm, seni özlemiş seni aramış yıllarca.
Kulaklarım,
İki kulağım sesine hasret kalmış koyaklarda türküler eşliğinde.
İçim,
Tâ içimde en derinlerde.
Işıklar sönmüşte sağa sola çarparak incinmiş yara bere içinde.
Aheste aheste atarken adımlarmı, hep seni arıyordum, kimsesiz dağ yamaçlarında ,bir çobanın ayak izinde.
Sesinin karıştığı
WENDİGO
Gölgenin Laneti
Herkese merhabalar...
Sizlere harika bir kitap ile geldim
Veee bir gün gibi kısa bir sürede(ki okuyanlar bana hak verdi ) heyecan ve ilgi üzerine de hayret ile okuduğum bir kitap oldu...
Yeşil Nehir Orman'ı bölgesinde işlenen cinayetler...
Katil arkasında iz bırakmadan nasıl kayboluyor.
Ve kurbanlarını neye göre
Duydum ki el koynundan çok çabuk sıkılmışsın
Dönmek için bin çare bin yol arıyormuşsun
Gel gör ki bende rüzgar en sert poyrazdan esti
Taze çiçeklenmiş bahar ayaza kesti
İstemem artık geriye dönme
Dönersen bile bu evde sönme
Buz gibi soğuk suya benzer,
İnan bitmiş her aşk
Tuz gibi bassan yarana
Derman olmaz sana
Ne narindir ne haindir
Ne vefalı ne zalim
Bir hasrettir bir intikam
İhanetten geri kalan