Derebeyler traktör aldılar köylüleri topraktan sürdüler.Toprak aslanın
ağzında.Köylünün hali duman.Yazın.
beyin bu toprak meselesini yazın.
Şeyhler halkın bu sefaletine Allah yaptı diyor.Toprak derebeylerin hakkıdır diyor.Şeyhler,ölmüş bitmiş halktan vergileri topluyor.Yol parasını.
veremeyecek kadar fakir köylü bile şeyhe hissesini veriyor.Halk aç kaldıkça şeyhe yaklaşıyor.Traktör ne kadar çoksa,o kadar sefalet,sefalet ne kadar çoksa,o kadar şeyh ve müridi.
Üstelik romatizmalarımı azdırsa da azdırmasa da yağmuru severim. Özellikle de sabah erkenden, gün benim gibi işi bitmiş bir ihtiyar için bile olasılıklarla dolu görünürken.
Olmaz diye bir şey yoktur.
İsteyen ve hisseden ben olacaksam bu mümkündür. İstek ve hislerimi kaybetti isem ya da onları da başkaları bana verecekse o zaman yol bitmiş demektir. Zaten kaybettiğimizde o değil midir?
BEYAZ LÂLE
Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Sandım ki yolculuğumun sonuna gelmişim
Kıyısındaymışım sınırımın
Önümdeki yol kapalıymış
Erzakım bitmiş
Vakti gelmiş sığınacak yer bulmamın
Sessiz karanlığın ortasında
Derken keşfetmişim ki
Arzun hâlâ canlıymış
Yorgun dilim eski sözcükleri unuttuğunda
Yeni ezgiler filizleniyormuş yüreğimde
Eski yolların bittiği yerde
Yeni bir dünya çıkıyormuş ortaya
-Rabindranath Tagore
Garip bir yolcuyum dostum, gerçekten garip.
Yük olarak sadece anılar varsa, gümrük vergisi ödenir mi? Oysa bugün her birimiz, köşe bucakta, yol kenannda bitmiş
ağaçlar gibi yalnızlığımızla yaşıyoruz.
Duydum ki el koynundan çok çabuk sıkılmışsın
Dönmek için bin çare bin yol arıyormuşsun
Gel gör ki bende rüzgar en sert poyrazdan esti
Taze çiçeklenmiş bahar ayaza kesti
İstemem artık geriye dönme
Dönersen bile bu evde sönme
Buz gibi soğuk suya benzer,
İnan bitmiş her aşk
Tuz gibi bassan yarana
Derman olmaz sana
Ne narindir ne haindir
Ne vefalı ne zalim
Bir hasrettir bir intikam
İhanetten geri kalan
Affetmek, yapılanı onaylamak demek değildir. "Bir daha olmasına izin vermeyeceğim..."demektir. Olmuş bitmiş ve bir daha olmayacağı kararına varılmış bir mesele ile ilgili öfke, kin, nefret, İntikam gibi tek taraflı ve yıkıcı bir sürecin tuzağına düşmemektir. O konuyla ilgili hissizleşmek, aslında en güzel özgürleşme biçimi değil midir?
Nazım Hikmet'in çok güzel bir şiiri vardır, hatırlar mısın?
" Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karıştı şimdi yeminim
Kalbim de senin için yok bile kinim
Bence sen de şimdi herkes gibisin..."
“O zamanları, hele üniversitedeki öğrencilik dönemini ve bambu koruluğunu ne vakit düşünse, kendini sanki kuru ve soğuk bir odadan geniş, şen ve güneşli yerlere, bir daha geri gelmeyecek olup anımsamaların cennetine dönüşmüş bir ülkeye bakar gibi hissetmişti; bir nostalji duygusunu taşımasa da düşüncelerin böyle eskilere kayması, çok uzaklarda