Bazı kitaplar vardır, özetine bakarsınız size az çok ne sunacağını anlarsınız. Bazı kitapları okumak içinse ya çok geçtir ya da erkendir ve bu yüzden hayıflanırsınız. İşte bu kitap bütün bu klişe şablonların dışında yaşınız kaç olursa olsun, okuduğunuzda iyi ki okumuşum diyeceğiniz türden. Zaten kitabın size vermek istediği asıl hissiyat hayatın uzalığı kısalığı değil bizi ne ölçüde tatmin ettiğidir. Kitap, hayatta iyi nedir, kötü nedir, insan olmak nedir bir sürü sorunun cevabını veriyor. Yolculuğa kendi içinizden başlatıp kendi içinize dönüyorsunuz okuduğunuzda. Her bir sayfası için sayfalarca yorum yazılabilir ve eminim herkes kendi penceresinden yorumlar. Bence budur bir kitabı kitap kılan ve yazıldığından 500 yüzyıldan fazla zaman geçmesine rağmen.
Siz de göreceksiniz ki yazarın hayıflandığı saçma, bayağı bulduğu birçok konu bugün hâlâ bizi en çok rahatsız eden konulardır. Ben kendi adıma bu kitabı okuduktan sonra yaşamın o kadar da önemli olmadığını gerçekten “oh be ne güzel bir hayat sürdüm” demenin dış dünyadan ziyade kendi algımızda olduğunu bir daha anladım.
Okuyacak arkadaşlara naçizâne tavsiyem yavaş yavaş okusunlar, notlar alsınlar, normalde bir haftada okuyorlarsa iki haftada okusunlar. Zaten bu kitabı okurken çok ya da hızlı okumanın da o kadar önemli bir nicelik olmadığı kanısına varacaksınız eğer bilinçli bir okuyucuysanız. Herkese iyi okumalar dilerim.
