Genelde insanlara baktığımda, onlara kendilerinden daha çok inandım. Potansiyel olarak hep iyi görmeyi tercih ettim... Yollar ayrılma noktasına geldiğinde, derinleşmeyen iletişimlerden hayal kırıklıklarından kendimi de sorumlu hissettim, kederlendim, hüzünlendim. Bazen göğsümdeki ağırlıktan nefes almakta zorlandım... Oysa herkesin sınavı kendi seçimleriyle sonuçlanıyor. Birine ilham vermeyi, yol göstermeyi deneyebilir, çabalayabiliriz ama görmek istemeyen kadar körü yoktur! İstemiyorsa, hazır değilse, belki de hiç olmayacaksa; yolundan çekilmeyi, elini bırakmayı da öğrenmemiz gerekiyordu. Aslında bu da bizim sınavımız oluyor bir bakıma. Kendi kalbimizi kıracak kadar cesur olmak, yola yalnız devam etmeyi seçmek... Herkesin ayrı bir yolu ayrı bir öğretisi var. Devam edebilmek kadar bırakabilmek de öğretiyor nihayetinde. Yoksa zaten zorlamayla yürünmüyor yollar...
Zūbəydə TATLī