Nicedir okumak isteyip de elime alamadığım kitaplardandı. Kazakistan ve Kırgızistan tarihini ilk İstanbul'da tanıştığım Kırgız bir arkadaşımdan dinlemiştim. Benzer acılar ama daha şiddetli daha tesirli yaşamışlar. Yıllar sonra Kazakistan özgürlüğüne kavuştuğunda şöyle demiş büyükler; " biz özgür müyüz hakikaten? Özgürsek neden bize ait hiç bir şey yok? Neden bütün yüzler yabancı?" Komünist Rusya giderken kendi pis kokusunu bıraktığı içindi belki de. İman nurunu parlatacak ilim ve ibadet olmadığı için ya da. Bilinen bir gerçek var ki akla hayale gelmeyecek acılara şahit olmuş o yorgun çekik gözler.
Tarih kitapları insana ağır geliyor. Kitap okuyucuyu içine çeker ama tarih kitapları nazlıdır ister ki okuyucu kendi dahil olsun satırlara. Satır aralarında yer bulsun kendine. Kendi tarihimizi okumak kolaydır önünde sonunda bildiğimiz, yabancısı olmadığımız olaylar. Çok da bilgimiz olmayan konularda kitap olduğundan daha da yavaş gidiyor. Cengiz Aytmatow'un henüz adımı koyamadığım kendine has değişik bir uslübü var. Olaylar çok yavaş ilerliyor ama bi şekilde de sizi merakla peşinden sürüklüyor. Sıkılmadan okurmusunuz bilmem ben bile bir miktar yoruldum okurken. Ama kesinlikle şansı ve vakit ayırmayı hakediyor. Biz yaşamadık ama orda yaşanan da bizim tarihimiz, bizim acımız