Dünden beri bakıyorum, şu iletinin altında bile dini değerler tartışılıyor. Göremiyorsunuz her zaman yaptığınız gibi, kadınlarınız da erkekleriniz de göremiyor hiç bir şeyi. Güzel bir şeye saygı gösterip susmak, ya da en azından mesajla çekincelerinizi belirtmek yerine burayı karıştırmaya çalışıyorsunuz yine. İstediğiniz kadar kadın her gün değerlidir deyin, mutlu olmasını istemiyorsunuz kadınların ya da sizinle farklı düşüncede olan herkesin.
Erhan hocam aslında yazıda dini duyguları falan rencide eden bir ifade yok. Ben de kendime göre dini gözeten, bu konuda hassasiyetleri olan bir insanım. Asıl mesele, toplum olarak gerekli gereksiz her konuyu din üzerinden yorumlama sevdamız... Bu nazarla bakınca her şeyde bir kusur bulmak kaçınılmaz...
Bu yorum görüntülenemiyor
Necip hocam , insan nasıl görmek istiyorsa bir şeyi öyle görür. Hepimiz aynı şeye bakarız ama farklı şeyler görürüz kafa yapımıza göre. Aynı zamanda herkes kendinden sorumludur diye biliyorum İslam'a göre. Rahatsız olan her zaman şikayet edebilir. Ama böyle bir iletinin altında böyle bir tartışmaya girme niyeti, yıkıcılıktan başka bir şey olamaz diye düşünüyorum. Özür dilerim sizden de bu çıkışım için
Necip Bey, siz Hürriyet Gazetesi'nde kullanılan kadın görsellerini kadının şeref ve haysiyetine mütenasip buluyor musunuz ? O görseller sizce kadını tebcil mi ediyor ? Bütün ahlaki değerlerden, teolojik öğretilerden, semavi dinlerden bağımsız olarak değerlendirin lütfen. Finans kapital yanarak can veren 129 kadının sene-i devriyesini insanlara dayatarak, indirimler yaparak, televizyon yayınları yaparak neyi amaçlıyor sizce ?
Rica ederim Erhan hocam hiç sorun değil... Herkes dilediğini ifade etmekte özgür:)
daüssıla malihulya nostalgia bey, öncelikle ben Hürriyet gazetesini temsil etmiyorum burada bu konuda anlaşalım lütfen... Orası benim iş yerim. Herkesin bir işi ve çalıştığı bir iş yeri var. Benimki de orası. O kurum bir holding ve yayın ilkelerinden içerik ve görsel seçimine kadar karar alıcı kişi ben değilim...
Sizi yazdığım yazı ile ilgili asıl rahatsız eden şey ne ise onun üzerinden konuşalım... Çünkü yazdıklarınız genel konular ve bu yazının kapsamının dışında...
postmodernist zihniyetin vaz ettiği şeyler, insana böyle bir zihin armağan ediyor işte. parçalı ve siyak-sibak silsilesi kopmuş bir zihniyet. efendim, siz çalıştığınız yerden bağımsız mısınız ? madem kadınlara dair hakiki ve sahici bir tavrınız var, ki bu yazınız onu gösteriyor, o zaman kadınlara layık görülen bu halin vetiresinde gazetelerin de yer aldığını söylemeniz gerekiyor. şimdi, mesela, ben hem gündeliği 1 dolara portakal tarlalarında çalıştırılan nijerli, kenyalı, somalili kadınlara dair duyarlılık gösteren bir metin kaleme alacağım hem de o portakalları alıp ticaretini yapan şirketin sözgelimi muhasebeciliğini yapacağım. bu mümkün müdür ? bu insanlarla dalga geçmek değil midir ? kuvveden fiile geçirmeyeceksek ne manası var ?
Siz hala konunun dışına çıkmakta ısrarcısınız. Ezberden konuşmayı bırakıp yazıda sizi neyin rahatsız ettiğini açıklarsanız ben de dilim döndüğünce yanıtlamaya çalışırım sizi.
Kaldı ki, görüldüğü gibi ben kimliğimi, fotoğrafımı, kurumumu herkesin göreceği şekilde açıkça ifşa etmişim ve kendi görüşlerimi bu şekilde paylaşma cesareti gösteriyorum. Sizin gibi 40 karakterlik bir nickle, profilimi boş bırakıp klavye arkasına saklanıp üst perdeden sallamıyorum kimseye... Şu an beni çalıştığım kurum üzerinden sorgulamanız bile benim size bu bilgiyi vermem sayesinde gerçekleşiyor. O yüzden ahkam kesmeden önce kendinizi benimle eşitleyin ve o şekilde çıkın karşıma... yazıda sizi ne rahatsız ettiyse söyleyin. Burada sizinle kapitalizm ya da postmodernizim tartışmasına girecek vaktim yok... saygılarımla...
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.