Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yorum

Meltek isimli okurun asıl gönderisini gör
Metin T. okurunun profil resmi
Bir film izlemiştim. Çok uzaklarda kaldı. Mektupla kurulan bir evlilik vardı. Gıyabında. Biribirini göremeden daha. Bir kanserli Japon kızı bir de, ya Pakistanlı ya da Bangladeşli bir genç. Genç, kızcağıza yardım etmek için o kadar çok çırpınıyordu ki, anlatamam. İngilizce yazışıyorlardı elbette. O kadar talihsizlikler geliyordu ki gencin başına, yarabbim, coğrafyamız gerçekten de kaderimiz midir, diye düşünmeden edememiştim. Yine de yılmayan çocuk, kansere şifa diye satılan çeşitli bitkileri alıp kıza yolluyordu. Tüm maaşını buna harcıyordu. Bir gün çocuk dayanamadı, telefon etti kıza. Hem de maaşının yarısını verdi jetonlara. Ve ne oldu biliyor musunuz Meltem Hocam? Biribirlerini tek kelime anlayamadılar. Çünkü biri Bengal İngilizcesi diğeri Japon İngilizcesi konuşuyordu. Ne kadar hüzünlüydü o sahne yarabbim. İşte o zaman ben, mektubun büyüsünü anladım. Milena'ya Mektuplarda benim de hiç unutamadığım bir cümle vardı. Onu paylaşayım bari. Diyordu ki Kafka, "Yalnız şundan söz etmek istiyorum bugün: Mektuplarınızı iyice okumadım daha, çevresinde dolandım, ışığın çevresinde dolanan pervane gibi...Ben de birkaç kez yandım.” Kaleminize sağlık efendim. Bizi çok uzaklara götürdünüz.
Bu yorum görüntülenemiyor
Metin T. okurunun profil resmi
Ne güzel bir epigraf olur bu di mi İnci?
Bu yorum görüntülenemiyor
Meltek okurunun profil resmi
Ahh buna bayıldım Metin Hocam çok teşekkürler. Mektubun tarihini anlatan bir kitap okumuştum orada da mektupla başlayan bir aşkı anlatıyordu. Normalde de tanışıyorlar ama çocuk askere gidene kadar hiç o anlamda bakmıyorlar birebirlerine. Çocuk askere gidince başlayan mektuplaşmalar çok büyük bir aşka dönüşüyor. Çok acayip gelmişti bana ne büyülü bir şey :)
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.