Ateist'lere...
İçinizde ki düğümlerin iplerini Yaratan, elbette birgün ağrınıza pişmanlığınızı bastıracak, dilerim o gün hâlâ iman lezzetini tatmak için vaktiniz olur... Ve O nihayetsiz merhameti...
Sabah nisa suresine bir göz attım yine.
3. Ayet
"Eğer öksüz kızlarla evlendiğinizde onlara karşı adaletli davranamamaktan korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlardan iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz. Eğer adaleti gözetmemekten korkarsanız, o zaman bir tane ile veya elinizin altındakiyle (sahip olduğunuz câriye ile) yetinin. Doğruluktan ayrılmamak için bu daha elverişlidir"
Dediklerinizle bu cümleler aynı yerden geliyor değil mi ?
En büyük sıkıntı burada, anlamadığımızı yok saymak, evvelâ kendi hakikâtimize aykırı davrandığımızı bilelim ve Kuran-ı Kerim'i Tefsirleriyle okuyalım. Güneş bizim gördüğümüz yeri aydınlatmıyor yalnız, bütün dünyayı aydınlatıyor...
Gelelim Ayet-i Kerime de işaret buyurulan mevzulara...
Sözü edilen en önemli husus; HAKKA RİAYET.
Siz esasında çok güzel bir noktaya temas ettiniz bu Ayet-i Kerime ile.
'Yetim Hakları'
'Kadın Hakları'
'Yekün İnsan Hakları...'
Kur'an-ı Kerim'de bizim idrakimizi aşan bir hak ve adalet timsali vardır.
"Eğer öksüz kızlarla evlendiğinizde onlara karşı adaletli davranamamaktan korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlardan iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz. Eğer adaleti gözetmemekten korkarsanız, o zaman bir tane ile veya elinizin altındakiyle (sahip olduğunuz câriye ile) yetinin. Doğruluktan ayrılmamak için bu daha elverişlidir"
Cahiliye devrinde, annesi babası ve eşi vefat etmiş yetim kadınlarla düşük bir mehirle ve hattâ hiçbir koşul gözetilmeksizin evleniliyor, sonra bu yetim kadınların ölen yakınlarından kalan miras mallarını kendi sefahati, başka meşru olmayan ilişkilerde kullanmak bu evliliklerin tek gayesi oluyordu. Hatta bir erkek dilediği sayıda kadınla evlenebiliyordu.Bununla birlikte bu kadınların haklarına asla riayet etmiyorlardı.Bu Ayet-i Kerime bu mevcut durumu bertaraf etsin diye indirildi.
Neden 4 kadın, neden 1 kadın değil sorusuna cevabı en güzel yine aynı Ayet-i Kerime de bulabilirsiniz.
Eğer ki haklarını gözetecekseniz, tek hanım sizin için daha hayırlıdır.Ama siz zinaya meyledeceksiniz, başka meşru olmayan ilişkiler içerisinde boğulacaksınız.Elinizin altında ki kadınların haklarını korumak için bu evliliklere müsaade edilmişti. Kimsesi olmayan bir kadını terketmeyin, onu müdafaa ve himaye edin, ama zinadan da uzak durundur bu....
Anlamaya çalışmak, reddetmekten evladır Li, belki de kolay olanı seçiyoruz ne dersiniz?
Bence bunlar kılıf uydurmak. Hoşa gitmek kısmı nasıl neden peki? Tefsirler de biraz işi kotarmaya çalışmak gibi geliyor bana. Bir anlam neden dolambaçlı yoldan verilsin ki. Hele de tanrı kelamıysa? Edebi eser yazmıyoruz ki ? Yoksa yazıyor muyuz?
Asıl ben meâlden anlatılmak isteneni anlarım demek, yazmaktır Li-3.
Şu zaviyeden bakmanızı tavsiye ederim.
Zannedildiği gibi iman etmek yalnız sorumluluklar ve yükümlülükler edinmek değildir. İman etmek özgürleşmektir. Kuran-ı Kerim'i baştan sona okumuş biri olduğunuzu varsayarak size şunu sormak istiyorum. Hiç insanın kendisine, yâni enfüsi ayetlere aykırı bir ifade gördünüz mü?
Kadın haklarını çok düşündüğünü sanmıyorum. Kuran erkek gücü üzerinde kurulu. Zaten ataerkil olmamızın nedenlerinden biri. Miras bölümünde farklı anlatır. Kadın daha az alır. Erkeğine hizmet etmesi ifade edilir.Zina eden kadını hapsedin der. Erkeğe de eziyet edin. Buna kimsenin hakkı olduğunu düşünmüyorum. İlişki - evlilik bitirilir gerekirse o kadar.
Evvelâ yaratılışımızla ilgili çok yanlış bilinen bir konuya değinmek istiyorum.Hz.Havva’nın, Hz.Âdem’in kaburga kemiğinden yaratıldığı iddiası…Ki bu bir kadına yakıştırılan en ağır hüviyettir bana kalırsa. Tevratta geçer bu ifade, Hıristiyanlar da,Yahudiler de,Budistler de,Zerdüştler de bu kabulü teyit ederler.İslamiyet ise yaratılışta erkek ve kadın ayrımını gözetmediğini Nisa Suresi'nde açıkça beyan eder: "Allah sizi tek nefisten, tek bir özden, yarattı; ondan da bir çift var etti, onlardan da kadınlar ve erkekler türetip getirdi." diyor.
Evet eski ahitteki o kısım bence de saçma ve yakışıksız.
Nisa Suresi, 34. Ayet-i Kerime'de; "Şiddetli geçimsizlik yaşadığınız eşinizle, önce oturun konuşun! Sonra, ev içinde odaları ayırın, bir müddet ayrı durun, yatak ayırma bu demektir. Sonra, ev içinde de beraber yaşayamaz hale gelmişseniz, bir müddet ayrı yaşayın, evleri ayırın. Sonra (eğer bunlardan şiddetli geçimsizliğinize çözüm üretememişseniz), her iki tarafında kabul ettiği, sözünü dinleyeceği hakemler, arayı bulacak kişiler çağırın. Beşinci aşama da, halen çözüm yolu bulamamışsanız boşanın: talak. Üçüncüdeki ön boşanma, beşindeki de ebedi boşanmadır. Kuran’daki “darabe” kelimesi, vurun, darp edin diye çevriliyor, hâlbuki bu kelimenin pek çok anlamından biri de; bir yerden, geçici bir süre ayrı kalmaktır.Bu Ayet-i Kerime de ki mânâsı da budur.
Resulullah(s.a.s) bırakın bir kadına el kaldırmayı, 'hayır bu sözün yanlış' dahi dememiştir, O'nun kadınlara gösterdiği incelik ve letafet muazzamdır.
Bu Ayet-i Kerime'nin iniş sebebi nedir biliyor musunuz? Bir gün 70'e yakın kadın Resulullah'ın kapısını çalar ve derler ki eşlerimiz bize şiddet uyguladı ve biz evlerimize dönmek istemiyoruz derler.Bu olay üzerine bu Ayet nazil olur.
Özür diliyorum yoldayım ve fırsat buldukça mola verip yazmaya çalışıyorum...
Kadınlar, cahiliye döneminde miras konusunda yok sayılıyordu, hiç pay alamıyordu. Kuran'ı Kerim kadını kendinden bile korumaktadır.Bunları düşünün derim.Ve birgün etraflıca konuşalım Li-3.
Bir Ayet-i Kerime'nin hangi Surede geçtiğini bilmek ve o sure ile ilgili bilgiye sahip olmak, anlamak adına hayati önem taşır.Öbür türlü bütün çıkış kapılarını kapatmış olursunuz.Yani nasıl bir akışın ve mananın parçası olduğunu bilmek gerekir.
Nisa Suresi pek çok hukuki talimat İçeriyor.Özellikle sizin aklınıza takılan hususları, miras, zinada uygulanan cezalar ve istisnai durumlardan, evlilik hukukundan...
Bakın Li-3, dikkatle okuyun bunu; Nisa Suresi en uçta duran örnekleri içerir, zira en istisnai durumları bilmek, normal olanın da kendiliğinden kavranması demektir. Bu en sınırda ki durumlarla nasıl başedeceğimizi bilmemiz içindir.
Sizin kadınlar ile ilgili aşağılama içeriyor dediğiniz Ayet-i Kerime şöyle başlıyor;
"Erkekler kadınların koruyup kollayıcılarıdır."
Bu Ayette ki Kavvam kelimesi, Allah'ın isimlerinden olan Kayyum ile aynı kökten. Yani Allah herşeyin koruyucusudur. Siz evvelâ 'koruyun' diyen bir Ayet'in 'onları incitin' diyebileceğini hayâl edebiliyor musunuz?
Kuran'ı Kerim'de Rahman şöyle diyebilirdi;
Biz erkekleri kadınlardan üstün kıldık.
Allah şöyle der; "Biz insanların kimisini kimisinden üstün kıldık."
Ve "üstünlük takvadadır."
Bir de itaât edin kelimesi çok mühimdir. Kur'anın hangi Ayet-i Kerimesine bakarsanız bakın Kunut kelimesi Erkeğinize itat edin manâsında katiyen kullanılmamıştır.
'Rabbinize itaât edin' manâsında kullanılmıştır.
Ve Nisa sûresinde, erkeğe hitaben geçen ayet'lerin sonunda. 'Allah kebirdir.' ifadesi kullanılmıştır. Yâni Erkeğe büyüklenmemesi telkin edilir.
Eylül Hanım Ne tatlı anlatmışsınız ..vesile olduğu için Li-3 e de teşekkürler..
Mevlâ yüreklerimizi takva ile hâlâs eylesin Şimâl, ben teşekkür ederim, inşallah daha uzun konuşmalarımız olur bu hayati konularla ilgili.
inşallah.. çok hoştu bilmediğim bazı ince nüansları öğrenmek iyi geldi
Eylül Hanım kullandığın kelimelerinde ki sıcaklık diyorum tam da kıvrılıp uyumalık:)İslam bir hoşgörü dini elbette kimseyi farklı görüşünden dolayı ötekileştiremeyiz.Her konuya saygı çerçevesinde yaklaşmak lazım. Aslın da ülke olarak bunu başarabilsek hiç sorun kalmayacak.
Rabbim razı olsun Serap Hanım, dikkate alıp sonuna dek okumuş olmanız bile çok kıymetli benim için. :)
Sözlerimiz evvelâ kendi nefsimize, acziyetimiz asıl delilimizdir...
Çok eşli evlilikle ilgili;
#70792116 Tefsiri güzel bir de şu ayeti de unutmamak gerek.
Nisa Suresi ﴾129﴿
Ne kadar üzerine düşseniz de kadınlar arasında âdil davranmaya güç yetiremezsiniz; bari birine büsbütün kapılıp da diğerini askıda imiş gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve Allah’a itaatsizlikten sakınırsanız bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, engin rahmet sahibidir.
Tefsirin bir kısmı "Sûrenin başında (3. âyet), eşler arasında âdil davranamamaktan korkan kimselere bir kadınla yetinmeleri tavsiye edilmişti. Burada ne kadar istense, üzerine düşülse, gayret edilse de birden fazla eş arasında her yönden âdil davranmanın mümkün olmadığı açık ve kesin bir ifadeyle dile getirilmiştir. Bu gerçek karşısında beklenirdi ki birden fazla kadınla evlenmek yasaklansın. Ancak Allah Teâlâ zaruretleri, mübrem ihtiyaçları, fevkalâde halleri bildiği için bunu yasaklamadı;..."kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Nisâ-suresi/622/129-ayet-tefsiri
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.