Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yorum

Erhan isimli okurun asıl gönderisini gör
K. okurunun profil resmi
Uzun bir yorum yazdım ve silindi. Harika. Hatırladığım kadarıyla: "Kolay tabii kendi dallarında konuşmak, yiyorsa seninle alakalı olmayan bir konuda kes ahkamını. Bak bizim televizyonlarda her akşam herkes her konuda en yoğun şekilde konuşabiliyor." Buna güldüm. :) Kötülük empati yapmamaktır. Kötülük içgüdülerle hareket etmektir. Kötülük, diğer insanlar için 'diğeri` olduğunu hesaba katmamak, dolayısıyla ahmaklıktır. Her insan zaman zaman yanlışlar yapabilir ama kötü olmak çok başka. Tabi şimdi modern zamanların dandik yanılgıları içinde, kötülerin çocukluğuna inmek gerekciler, empati dediğimiz kavramı en çok onlara uyguluyor. Bence kötülüğün bir sebebe ihtiyacı yok. Çok iyi yetiştirilmiş bir ailenin çocuğu seri katil olabiliyor, tecavüzcü olabiliyor. Beyninde falan hasar yok. Kimya deneyi yapıyor, "merak ediyor". Güzel bir incelemeydi, teşekkürler.
Erhan okurunun profil resmi
Herkesin en az bir kez deneyimlediği 1000kitap ayrıcalıkları:) Geçmiş olsun. Sağolun yorumunuz için. Gerçekten de empati yoksunluğu tüm kötülüklerin anası gibi görünüyor. Yani karşısındaki canlıyı önemsemeyen birisi gerçekte iyi olabilir mi ki? Ama şu da var. Biz gerçekten yaptığımız bir şeyi -empati kurduğumuzu düşündüğümüz bir şeyi ya da- içimizden geldiği için mi, iyi olduğumuz için mi yapıyoruz? Yoksa eskiden beri DNA'mıza işlenmiş olması gerekenler bütünü, ya da aileden/toplumdan gelen bambaşka kaygılar mı mecbur bırakıyor bir şekilde böyle davranmaya? Hani "kimsenin olmadığı bir ormanda ağaç devrilir mi gerçekten"vari bir deyişle, kimsenin -kendi benliğimizin dahi- karışamayacağı bir düzlemde empati kurulabilir mi bir şeye? İnsan empati kuran hayvan mıdır yoksa buna mecbur mu bırakılmıştır bir takım çıkarlar uğruna toplumsal yaşama geçerken? Aslında empati kavramı günümüzdeki kadar abartılmasa (aslında kötülük üzerine bir deneme yazmak da yukarıda bahsettiğim kötülerle bir empati kurmak belki de:) her şey çok daha kolay olacak belki de. Ama zaten bu politik doğruculuk, sosyal adalet savaşçılığı , yeni gereçk vb. hepsi post modernizmin işleri. Hiç bir şey göründüğü gibi değil ve her şey çok basit. Her şey çok saçma ya da popüler (sevdiğim) deyişle göreceli. Umarım iyice karıştırabilmişimdir kafanızı:)
K. okurunun profil resmi
Saf insanların iyi olduğunu düşünürüz, şüphesiz öyleler. Ama iyilik aynı zamanda seçim işidir. Kötülüğü yapabilecekken, iyi davranmayı seçmektir. Bu yüzden şu içimizden gelme meselesi bir insanı kötü yapmaz. Herkesin içinden neler neler geçiyor. :) Tüm mesele de orada, küfür edebilecekken efendiliğini bozmamak, çalabilecekken çalmamak, kırabilecekken kırmamak... Bir de ben yukarıda herkes, bir başkası için diğeridir demiştim. Burada da hesaplı davranmak söz konusu, ama hesapçı değil. İnsanlar sayıca ne kadar iyiliği artırırsalar, iyiliğe maruz kalma olasılıkları da artar. Tersi durumda da bana neciler çoğalır ve kötülük artar. İnsanın empati yapan bir hayvan olduğunu düşünmüyorum, olsa olsa bizim birçok özelliğimize ek olarak içgüdülerimiz var, hayvanlardaysa sadece içgüdü var. Shakespeare, Yanlışlıklar Komedyası'nda zamanın insanlardan saçlarını aldığı, bu özelliğin daha çok hayvanlara ihsan edildiği, insana da kıl yerine akıl verildiğini söylemiş. :) Akıl, insana iyi olsun diye verilmiştir, kötülüğü seçebilsin diye. Aklımı neredeyse karıştıracaktınız, neyse ki ucuz atlattım. :) ''Hiç bir şey göründüğü gibi değil ve her şey çok basit. Her şey çok saçma ya da popüler.'' Ahmakların sinsi kurnazlığının düzeninde, değişen dengelerdeyiz. Keyifli bir sohbetti, teşekkürler. :)
Erhan okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim. Derin konu, her fikrin karşısına binlerce argümanla çıkılabilir , gerçi ben çekemedim sizi bataklığa fazla:))) İyi akşamlar.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.