Peki evrende insan haricinde akıllı canlı türleri mevcut ise ALLAH tealanın bu mahlukatı halketme sebebi ne olabilir? Bu mevzuya dair şahsi mütalaamı sizlere beyan etmek istiyorum:
İsra sûresi 85. ayet-i kerîmede buyuruluyor ki "Sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki: “Ruh, Rabbimin bileceği bir şeydir. Size pek az ilim verilmiştir.”
Âyetin son kısmına dikkat buyrun "Size pek az ilim verilmiştir" İmam Taberî ve İmam Kurtubî bu kısmın umumi manada olduğuna kanaat getirerek “Bütün insanlara her konuda az bir bilgi verildi” şeklinde tefsir etmişler. (bk. Taberî, XV , 157; Kurtubî, X, 331).
Dünya çapında tanınmış bir bilim adamı var. Alex Flippenko. Kendisi
California Berkeley Üniversitesi’nde astrofizik ve astronomi profesörü. Sahasında birkaç tane prestijli bilim ödülünün de sahibi. Bu profesör 2014 yılında Boğaziçi üniversitesinde konferans verdi. Beyanlarından mevzumuzla alakalı kısmı hülasa edersek, kendisi diyor ki:
"Evrenin %95'i hakkında hiçbir bilgimiz yok"
Şimdi bir diğer malumata değinelim.
Gözlemlenebilir evrenin çapı 93 milyar ışık yılı. Peki evrenin büyüklüğü ne kadar? Gözlenebilir Evren'den en az 300 trilyon kere milyar daha büyük olduğu tahmin edilmekte.
Biz 'İnsanların' evrenle alâkalı cüzi müktesebatı en başta naklettiğim âyeti destekler nitelikte. İşte bu noktada ALLAH teala 'Ubudiyetle (Kulluk) vazifesi ile mesul tutulmayan', salt biz insanların öğrenmekte kifâyetsiz kaldığı ilimleri tahsil etmek, fenden insanoğlunun aşamadığı hudutların ötesine gidebilmek , evrenin harikulade ve gizemli taraflarını keşfetmek maksadıyla daha zeki ve daha kabiliyetli canlı formları yaratmış olması kuvvetle muhtemeldir.
Hatırlatayım, bize ilimden az bir şey verildi ve kâinatın %95'i bizim için meçhul!
'Ubudiyetle (Kullukla) mesul olmamaları' meselesine gelirsek, "Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım" (Zariyat sûresi, 56) ayet-i kerîmesine isnat ederek, onların ins ve cinnin haricinde, sırf yukarıda bahsi geçen maksada muvafık yaratılmış mahluklar olabileceğine; tüm bu alemin, ilmin, mevcudatın yaratıcısından haberdar, O'na ve hatta Kuran'ı kerime iman etmiş fakat bize olduğu gibi bir 'farz' mesuliyet tevdi edilmemiş varlıklar olduklarına kanaat getirmekteyim.
Bu güzel ayetler ve güzel açıklamana bir divan şiiri ile tescil edici nitelikte örnek vermek isterim. Kanuni Sultan Süleyman Han döneminde yaşamiş meşhur şaiirlerden beşbin küsür şiir yazmış divan sahibi Hayali bey'in bir gazeli var.. diyor ki üstat: Zerreden kürreye molekülden galaksiye herşey ve heryer ibret doludur ama bakmadan geçersen kaybedersin ibretle bak! Bir toğumdan neler zuhura geliyor, bir damla su neyi ifade ediyor, Cenabı Allah'ın kudretini seyret çünkü "Cihanı arar arar içindedir ki arayı bilmezler o mahirelerki derya içindedir deryayı bilmezler" Türkçeden Türkçeye tercümesi " insanoğlu balık gibidir denize girerde denizi bilmez."
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.