Yorum

Ömer Gezen isimli okurun asıl gönderisini gör
Numan okurunun profil resmi
Yine olaylar olaylar. :) Sanki bilimsel bir tez olduğu iddiasında bulunulmuş gibi tepki gösterilmesine anlam veremiyorum. İnsanların ya da kitlelerin diyelim, kategorilendirilemeyecek kadar karmaşık olduğu kısmına ise hiç katılmıyorum. Yüzeydeki toza üflediğinizde birçok insanın temelde aynı isteklere, amaçlara, hazlara ve genelde başkaları ya da toplum tarafından edindirilmiş düşüncelere sahip olduğunu eğer bir olguya aşırı takılıp kalmadıysanız fark etmemek mümkün değildir. Burada asıl mesele karşınızdaki insanın belli bir materyali kullanıp kullanmamasından ziyade o materyali ne derecede özümseyebildiğidir. Yani algılama seviyesi diyelim. İlk izlenimlerde belli kitapları okumuş ya da okumamış olması karşınızdaki kişi hakkında her iki türlü de yanılgıya götürebilir. Ama hormonlar yavaş yavaş devreden çıkıp o her şeyi hoş görmeye sebep olan puslu hava biraz dinince ve karşınızdaki kişiyi biraz tanımaya ve algı seviyesini belli seviyede ölçümlemeye başladığınız an okuduğu kitaplar, izlediği filmler, dinlediği müzik ve hatta neye güldüğü, neleri komik bulduğu bile önemli ipuçlarıdır. Konu kitap olduğu için doğal olarak örneği de kitaplar hakkında vereyim. Okumak var, okumak var. Bir kitabı dümdüz okumak ile o kitaptaki düşünceyi çekip çıkarmak, kavramak, karşıt fikirler sunmak ya da farklı yerden bakıp yeni düşünceler üretmek çok başka mevzulardır. Suç ve Ceza'yı bile okumayanla olmaz, diyen biriyseniz ve karşınızdaki kişi "aa evet, ben de okudum, çok severim, Raskolnikov, balta falan," seviyesinden ileri gidemiyor ise mevzubahis kitabı okumuş olmasının ya da kütüphanesinde baş köşeye yerleştirmesinin bir anlamı yoktur. Ama kitabı okumadığı hâlde bu kitabı sevme nedeninizi irdeliyorsa ya da siz kitabı açıp Napolyon kısmını okuduğunuzda anlatılanı kavrayıp kendi düşünceleriyle katıldığını ya da katılmadığını ifade edebiliyorsa Suç ve Ceza'yı okumamış olması negatif yönlü bir tercih sebebi değildir. Ama Ömer'in zaten bu yazıda bahsedilen konunun kesinlikle doğru olduğu ve mutlaka ciddiye alınması gerektiği gibi bir iddiası yok. Çay, kahve, kürek kemiği güzellemelerini kıyas alırsak bu yazı ciddiyetle kaleme alınsaydı bile benim için bir problem oluşturmazdı. İleti bölümünün, alıntı kısmı olarak kullanılması ya da günaydın ve anket iletileriyle dolmasından cidden sıkılmadınız mı? Onlara zerre tepki göstermeyen kişiler anında bu tarz emek verilmiş ve eğlenceli iletilerin altında bitiyor. Garip. Ben de yayınevi yerine bir yazar eklemesi yapayım. Gerçi sen bahsetmişsin o yazardan ama ben farklı şekilde yaklaşacağım. Eğer karşınızdaki kişi en sevdiği yazara Zweig cevabını verip sadece kısa hikayelerini okumuş ve bir tane bile biyografi çalışmasını okumamışsa "muhabbet kuşumun doğum günü partisine geç kaldım," diyerekten ortamdan uzaklaşın. Çünkü Zweig kısa hikayeler yerine 300-400 sayfalık romanlar yazsaydı karşınızdaki kişinin muhtemelen Zweig diye bir yazardan haberi bile olmayacaktı. Tabii ki istisnalar vardır. :)
Kaan okurunun profil resmi
Her satırın altına imzami atarım hocam. 👏
Ömer Gezen okurunun profil resmi
Açık konuşayım, uzun zamandır ara ara aklıma gelir. "Metis Yayınları'nı biriktiren insanlar var mıdır acaba ya?" diye. Çünkü yayın evi o kadar iyi ve zor kitaplar basıyor ki hepsini alıp okuyan insanları merak ederim. Nasıl bi' kafa yapısında olduklarını neleri sevdiklerini ve konuştukları zaman ne kadar çok bilgi dolu konuşacaklarını. Bu düşüncem de geçen aklıma geldi, karantina gunlerindeyiz herkesin canı sıkkın ben de dedim ya bu Metis Yayınları'nı genelleme yapmak için kullansam nolur. Sonra tek tek kitaplığıma bakarak liste yaptım. Ki iletiden de anlaşılacağı gibi bilmediğim, okumadigim, hatta kitaplığımda olmayan kitaplardan bile konuşmadım. Verdiğim her örnek kendimdendi. Anlatayım, Foucault'nun Kelimeler ve Şeyler'ini okuyorum Imge Yayınlarından. Dehşet bir kitap. Okurken çıldırıyorum neredeyse ve en uç düşüncelerle yazılmış. Şimdi bu hisle bu kitabı okurken kalkıp "o insanlar daha kendilerini anlamıyor. Yazık :(" yazmam kendime gönderme. Tezer Özlü'yü ne kadar çok sevdiğimi burada beni takip eden çoğu dostum bilir. Ve onun hakkin yazarken de kendime baktım. Sevilmek isteyen insanlardır onlar diye. Ki ıncelemelerimi okuyacak olursanız her Özlü incelememde bu sevgi açlığı gözükür. Öznel fikirlerimden kalkıp ortaya biraz eğlenceli, biraz faydalı bir içerik çıkarayım dedim. Ki bu iletiye video da çekeceğim. Ama yok! Ben kendime her şeyi bilir mi dedim? Ben uzmanım mi dedim? Niye kalkıp insanlar bana "Kitaplar ile insanları tanıyamazsın. Onlarla konuşmalısın." Diyor. Ben kitaplar ile taniriz sadece mi dedim? En basitinden ilk yorumu ben yazdım. Sizin de eklemek istediğiniz yazar ya da yayın evi var mi diye. Niye? Çünkü kendi kitaplığım üzerinden yazmıştım ve eksik çok. Bilmiyorum ya! Insanlar mi çok nefret dolu ben mi her şeye alınıyorum. Ne güzel söylemişsiniz. Iyi geceler, günaydın diye ileti paylaşımlara bir şey yok Ömer'in paylaşımı sorunlu. Ha, o iletilere de bir şey demiyorum. Öyle ileti paylaşan bir kişiyi bile takip etmiyorum. Siz de etmeyin olsun bitsin. Takıp etmeyin beni ya! Beni takip etmenizi falan istemiyorum rahatsız olan çıksın. Ateistim diyorum zaten durmadan, ara ara dinle de dalga geçtiğim oluyor. Görmek istemiyorsan takipten cik. Herkes beni takip edecek herkes beni sevecek demiyorum. Herkesin sevmesini de istemiyorum zaten. Siyasetçi değilim ya ben, iktidara da oynamıyorum. Herkesi kucaklamam, hoşuna gitmiyorsa takipten çık! Neyse, cidden çok doldum ya! Şurada eğlenelim diye bir şeyler yapiyorum başıma gelenlere bak. Sindirebilme konusunda çok haklısınız. Hatta çok uç bir görüşüm var. Hayatı boyunca tek bir kitap okuyan birisi bile bilge olabilir bence. O kitabı ne kadar ozumsedigine bağlı. Yoksa olay sizin de dediginiz gibi olur. Suc ve ceza yi okudum evet. Ergenin birisi yasli bir kadını baltayla dogruyordu :) Ama işte, şimdi size de uzun uzun yazıp teşekkür ettim diye beni "eleştiren"ler çıkar. "Sen kendini destekleyenlere teşekkür edersin zaten!" "Eleştirenleri hemen engelle!" Ahahahha muhabbet kuşu kısmında kahkaha attım iyi ki evde tekim. Popüler kültür etkisi bence ya o. Zaten birkaç kez değinmiştik de yayınlarda. Novellalari ile tanıyıp Dünün Dünyası'nı okumamışsa vardır orada bi sıkıntı :) Yorumunuz için teşekkür ederim Numan Bey.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.