Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çocukluk anıları unutulmuyor, İyi:) veya kötü :(
Öğretmen hademeyi çağırdı. Tahtanın önündeki izler silinmişti ama ruhumuzda kalan o korku ve dehşet izleri uzun yıllar kaldı içimizde. Ve yine o gün içimizdeki öğrenme merakı sönüp gitti..
Acaba öğretmenler çocukları ezmek, dövmek, ağlatmak için mi öğretmen olmuşlardı?
Reklam
İki yıl önce Savaş Öğretmen tarafından bu tahtanın önünde öldürülen merakım, öğrenme hevesim, kendime güvenim, Melek Öğretmenin yüreğinden gelen sözleriyle, şefkatiyle ve sevgisiyle yeniden diriliyordu. İçinde hapsolduğum korku mezarının kapağı yeniden açılıyordu sanki. Melek Öğretmen beni o mezardan çıkarmak için ellerini uzatıyordu. İçimde iyi, güzel olan her varsa kıpırdamaya başlamıştı.
Savaş Öğretmenin azarından, dayağından ve bağırıp bizi korkutmalarından sonra Melek Öğretmen bize "gerçek bir melek" gibi gelmişti. Alışmamız zor olmadı. Tüm sınıfta bir rahatlama oluştu. Okuldan kaytarmalar azaldı.
-Baba, bizim öğretmenin adı ne? -Sizin sınıfa hangi öğretmen giriyor? -Yaşlı bir amca, kızgın suratlı işte. -Hımm, anladım. Savaş Öğretmen. -Daha bugün geldi ve bana kızdı. -Kızdı mı, niye? -Adını sordum diye. -Bınun için kızılır mı?
Akılda kalan
Birinci sınıfta, öğretmenden sık sık yediğimiz o feci dayaklardan ve duyduğumuz azarlardan başka aklımda kalan pek önemli bir şey yoktu.
Sayfa 28 - Yediveren yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Acaba öğretmenler çocukları ezmek, dövmek, ağlatmak için mi öğretmen olmuşlardı?
"Öğretmen attığı dayaklarıyla hemen hemen sınıftaki her çocuğun merakını öldürüp adeta mezara gömdü, üstüne de beton döktü."
Sayfa 41 - Yediveren YayınlarıKitabı okudu
35 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.