Seni sevdim Canıma yürüdü bütün zamanlar…
MANSUR ÖNLÜ (Şehit Medet Önlünün Oğlu)
Babam şehit olduğunda, yalnızca biz değil bir millet yetim kaldı. O uğruna ölümü göze aldığı ve dilediği şekilde; Dudayev, Mashadov, Basayev, Yandarbiyev, Sadulayev ve daha nice şehitlerimiz ile aynı yolda yürüdü ve hakkın rahmetine kavuştu. Onun onurlu mücadelesine, yaşamına, karakterine ve hayattaki duruşuna şahidiz elhamdülillah.
Reklam
❝ Biraz Daha Güzellik..
Biz hepimiz yalnızlıktan yapılmış birer baş dönmesiyiz.  Her şeye sahip olduğumuz sanısı, her şeye gücümüzün yeteceği yanılsaması, her şeyin etrafımızda döndüğü kuruntusu...  bütün varlığımızı teslim alan bir hız, dine dönüşmüş bir hız,  her şeyi toza çeviren bir hız, aklımızı da kalbimizi de burgaç  gibi yerin dibine çekiyor. Kapısız
Sayfa 85 - E-KitapKitabı okuyor
Yahya Kemal Beyatlı--Celile Hanım-- Sessiz Gemi
Celile kalkmaya hazırlanan vapura doğru yürüdü. Yahya Kemal olduğu yerde çakılıp kalmış. Sevgilisinin gidişini bir kopuş gibi algılamış. Şehir hatları vapurun uzaklaşışını uzunca bir süre acı içinde izledi. Soğuk iliklerine işleyip titremeye başlayınca her zaman oturduğu denize nazır çay haneye gitti .Hep oturduğu masaya çantasını koydu. Kalemini ve şiirlerini yazdığı defterini çıkardı. Önce başlığı yazdı SESSİZ GEMİ. Arkası sel gibi gelecekti. Artık demir almak günü gelmişse zamandan Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli, Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu. Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler. Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden, Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden... Seferden dönülecek elbet.
Destek YayınlarıKitabı okuyor
"Balkan Savaşı'nda teğmendim, Çanakkale'de üsteğmen, Suriye cephesinde yüzbaşı oldum. Ben bu rütbeleri tek başıma savaşarak almadım. Her rütbemde binlerce şehidin ve gazinin hakkı var. Onların hakkını korumak namus borcumdur. Beni affedin, özür dileyemem." Harbiye nazırı bozuldu: "Anlamadın galiba. Harbiye Nazırı olarak emrediyorum." Yüzbaşı sükunetle, "Anladım efendim" dedi, apoletlerini söküp nazırın masasına bıraktı: "Artık emrinizi dinlemek zorunda değilim!" Selam vermeden dönüp kapıya yürüdü. Oturan subayların, İstanbul'u tutan birkaçı dışında, hepsi saygıyla ayağa fırladı. Hepsinin rütbesi yüzbaşından daha büyüktü. Gözleri dolarak, yüzbaşıya selam durdular.
Bizler neysek yine oyuz burada, ama devletin anahtarları birkaç kızın eline geçmiş, oynuyorlar bizimle. Dedikodu aldı yürüdü; iftira yasa oldu. Bu celp (iddianame) kağıdı yok mu, iftira kağıdı bu.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.