"Kızımı nerde gördün?" "Pazar yerinde gördüm, görür görmez de oradan ayrılamadım, bütün kadınlar ayağa kalktılar yola düştüler, beni de ayaklarım aldı da onların ardınca götürdü. Çok çabaladım geriye döneyim diye, dönemedim. Sanki ayaklarımı kırk urganla bağlamışlar beni çekip götürüyorlar. Gece oldu, ay doğdu, kayalıklar parladı. Dağlar üstüme yürüdü, dört bir yandan sesler geldi, yüzlerce ses biribirine girdi, dünya beşik gibi sallandı. Dağlar bir kalkıp bir iniyor, benim de ödüm kopuyordu. Önümden kadınların karartıları gidiyor, bana güç veriyordu. Sonunda bu evi buldum."
Bugün Oturdum Ölümü Düşündüm
Bugün oturdum ölümü düşündüm Kirli, acı bir su gibi yürüdü içime Dokunduğum, gördüğüm her şeye sindi Ürperdim, korktum ve biraz şaşırdım Bugün oturdum ölümü düşündüm Yağmur altında ya da karanlıkta Bir başıma kalmış gibi -Ahmet Erhan-
Reklam
Önceleyin
Önce bir ellerin vardı yalnızlığımla benim aramda Sonra birden kapılar açılıverdi ardına kadar Sonra yüzün onun ardından gözlerin dudakların Sonra her şey çıkıp geldi Bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizde Sen çıkardın utancını duvara astın Ben masanın üstüne kodum kuralları Her şey işte böyle oldu önce
1954
mutlu olmamalıyım... olmamalıyım... ama oldum.
"Katılmaktan mutluluk duyarım." Bu ses. Bu ton. Kafa derimin soğuk soğuk karıncalanması... Yok, hayır. Kesinlikle hayır. Hayır. Hayır. Hayır. Profesör Emetterio omzunun üzerinden bakarak, "Emin misin?" diye sordu. "Kesinlikle.'' Soluğum kesildi. Ve Xaden mindere doğru yürüdü.
Sayfa 147 - Violet & XadenKitabı okuyor
Bense ona karşılık verdim, aramızda yürüdü, dolaştı durdu buruk bir acı O kederli kuş gözükmüyordu oysa ben apaçık ortadaydım
O günden sonra kuracak güzel bir cümlem olmadı hiç dünya için. Rüyalarım tüller ve silahlardan bu yana sisli. Kıvrılıp giden dalgın bir yol, yolda eski bir taş, Limanda bağlı bir tekne, yosunlu bir halat gibi durdum. Uzağımda açık denizdi o yürüdü gitti. Ben kıyıda ıssız bir ev, ince boğazda gıcırdayan tahta iskele, iskelede bir lastik, az ilerde turuncu bir şamandıra, İçimde kuzeyden bir hatıra aksiyle durgun suya vurdum. Bir siyah beyaz kare içinde, hepsi hepsi bir hatıra işte Bıraktın, unuttum, unutuldum. Seni kırdığım yerden beni de kırdılar, Ben hiçbir cümleyle ağlayamam artık seni.
Reklam
Kral yürüdü Ayağı taşa takıldı Ağzı yüzü kana bulandı Toz toprak icinde kaldı yüreği Ama umudu aldanmadi
148 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 2 hours
Hayallerin Ülkesi Bugün sizlere daha once Hayalleri gemisi ile tanıştığım yazar Çağrıl Taştan ikinci kitabi ile Hayallerin Ülkesi ile geldim. Bu aralar farklı turlerde okuma yapmaya devam ediyorum sade ve masalsı bir anlatımı olan siir kitabı oldukça farklı bir soluk oldu benim için. Hayattan bir uzaklaşmak masal dünyası yolculuk yapmak ruhu dinlendirmek icin harika bir fırsat sizlere anka kuşun kanadına tutmak umudu kurtarıp karanlığı yenmek için bir maceraya hazır mısınız. Bir zamanlar hayallerin ülkesinde yuce kral varmış, umut dolu bir dunyada kötülük yok sadece sevgi ve mutluluk, iblisler kıskanmış bir dünyayı en iyi adamı yollamışlar, tatlı dili ile cüce soytarı kandırmış kral'ı karanlığı getirmis hayallerin ulkesine mutsuzluk ve korku, Yüce kral ölürken bir hayal bırakmış ardında.. Hayallerin ülkesinde Düzeni sen buldun Yüce kral sensin Bu dünyayı sen kurdun Kral yürüdü Ayağı taşa takıldı Ağzı yüzü kana bulandı Toz toprak icinde kaldı yüreği Ama umudu aldanmadi Hayaller doğururken hayalleri Kederle sarmışlar kaderleri Dilleri değişmezliğin bir örtüsü Değişime inananların, kulak gürültüsü İnan savaşçıların, en kutlu övüntüsü Karanlığa karşı, nereye saklanmıştı?
Hayallerin Ülkesi
Hayallerin ÜlkesiÇağrıl Taştan · Karina Yayınevi · 20247 okunma
Yıllar yürüdü yoruldu İndi düzlüğe duruldu Defter yazıldı dürüldü Hesabını veren var mı? Mikail aslan - mülk-i devran youtu.be/FYLGsSBF2y8?si=...
Düşman olabilirsin ama algıya gelme
Milyonlarca İranlı, İran'ın son cumhurbaşkanı Raisi ve arkadaşlarının onuruna, başkanlarına duydukları sevgiden dolayı yürüdü...
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.