Kimse dinlemiyor Ela’yı. Tekin Mehmet’e yeni okuduğu bir kitap üstüne nutuk atıyor. Kitapları, üstünde konuşmak, merdiven basamağının bir üstüne çıkıp daha yukardan konuşabilmek için okuyanlar.
Sayfa 127 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
Bu çürük dişin herhangi bir çürük parçası olmayı daha ne kadar sürdüreceğini düşünüyordu.
Sayfa 117 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
Ah niçin bir iz arıyoruz, niçin nedenler, sonuçlar, niçin anılan, andıkça yaşaran gözler arıyoruz? Bir yüreğin sıkılmasını, avuçların terlemesini, boğazın kurumasını, beynin çatlarcasına zonklamasını istiyoruz? Bekliyoruz. Niçin geriye dönüp bakmak; geriye dönüp bakınca arkada önemli bir şey bulmak istiyoruz?
Sayfa 105 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
Tencerelerin birinin içinde eski evden bir hamamböceği gizlenmiş. Tencereyi ters çevirip böceğini yere düşürdü; ezdi ayağıyla. Kaynanaların öpülen elleri, kabul günleri, uysal gelin bakışları, gülücükler, titiz bir ev kadını görünme çabaları, yuvayı yapan dişi kuştur numaraları, ovulan lavabolar, tencere karaları, bir hamamböceği gibi kolayca ezilebilir mi? Şimdi ezdiği bu böcek kim bilir bütün bu tencerelerin gizlerine nice yumurtalar bırakmıştır?
Sayfa 105 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
Kızlığını ve Hegel’i şanına yaraşır bir koca için yanında gezdirip duruyorsun.
Sayfa 75Kitabı okudu
Sese sarıldı, sesle örttü çıplaklığını.
Sayfa 57 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
Bütün çocuklar gibi, anasınca konan yasakların, dünyanın yasakları olduğunu sanıyordu, Tanrı yasakları olduğunu.
Sayfa 36 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
Öğretmen, elinde iki kalem, hep aynı çocukların başlarını karıştırdı, hep aynı çocuklar sıfır numara traş olmaya gönderildi.
Sayfa 28 - iletişim yayınlarıKitabı okudu