Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yuzlesme..
Bazen evet bazen hic tanimadigin birine kendini anlatmak ister ya insan cunku o an yargilama olmaz ve hukum surulmez bir baska insan hayatinda olaylari oldugu gibi anlatir ve ceker gidersin iste o An aslinda kendinle yuzlestigin hesaplastigin andir ve karsindaki sadece objedir...
Yoruldum dedim sana , içimi döktüm, 9 aydır beklediğim o konuşma yüzleşme gününde seninde konuşacağını kafamdaki cevapsız sorulara cevap vereceğini zannediyordum ama sen sadece yazma engellerim demekle yitindin .
Reklam
Nikos Kazancakis - Zorba
Nikos Kazancakis Zorba kitabının önsözünde şöyle cümle kuruyor: " İnsanın yüreği, kesinlikle içi kanla dolu, üstü kapalı bir çukurdur ve açıldığı zaman hep, çevremizde toplanıp havayı karartan, avutulması olanaksız bütün susamış gölgeler, içip canlanmak için ona koşarlar." Kazancakis'in gelişigüzel söylediği bu cümle, öylesine naif ve saklı bir hali doğru bir metaforla görünür kılıyor ki; hakikaten biz yüreğimizi güzel olana, sevgiye, aşka açtığımız zaman o açılan kapıdan içeri 'avutulması olanaksız bütün susamış gölgeler' giriyor. Varlığından haberdar olmadığımız bölgelerimizle o kapıda karşılaşıyoruz. Zorlanıyoruz, başa çıkamıyoruz, kendimizin gölgeleriyle barışamıyoruz ve büyük çatışmalar çıkıyor. İşte tam da bu nedenle insanın yüreğini açması büyük bir cesaret gerektiriyor...Gölgeleriyle, karanlığıyla, üstünde çalışmadığı, bilmediği, tanışmadığı kendiyle yüzleşme cesaretini gerektiriyor. Sonra devam ediyor Kazancakis, "Yüreğimizin kanını içmek için koşarlar, çünkü başka bir canlanma yolu olmadığını bilirler." Bu cümleyle de anlıyoruz ki bu gölgelerle karşı karşıya gelmenin, onları görmenin, kendi bilinmeyeninle tanışmanın yegâne yolu yüreğini açmaktan geçiyor. Işte tam da bu nedenle yüreğimizi açmak zorundayız, hissedebilir olmak, kırılabilir olmak, sevebilir olmak zorundayız. Dikenlerimizi görmek ve bu dikenlerle yüzleşerek gülü sevmek zorundayız...
Mavi Saçlı Kız
Mavi Saçlı Kız
Çok uzun zamandır okumaya cesaret edemediğimsin... Artık yüzleşme vaktidir.
Ego'nun karanlık bir gölgesi olan acı-bedeni aslında bilincinizin ışığından korkar. O keşfedilmekten korkar. Onun varlığını sürdürmesi sizin onunla bilinçsizce özdeşleşmenize ve içinizde yaşayan acıyla yüzleşme konusundaki bilinçsiz korkunuza bağlıdır.
Eve girerken ve evden çıkarken güzelliğimizi değil, kulluğumuzu sormalıyız aynalara. Ayna bizim için bir yüzleşme imkanıdır; ama zahiri güzelliğimizle değil. Allah, aynada görünen halimizden ve kendimizde gördüklerimizden memnun mu? Asıl soru budur. "İnsanlara cazip gelecek kadar" mı, "Allah'a sevimli gelecek kadar" mı güzel? Evet, kimi memnun etmek istiyoruz veya bir günün sonunda kim(ler)i memnun ettik? Razı olan kim? Durduğunuz yere göre değişiyor güzelliğiniz. Kendimizi sahabe ile, bu dini hakkıyla yaşamaya çalışanlarla kıyaslayacağız ki kendimize dair en iyi kanaati edinebilelim. Onlara erişmek değil, onlar gibi yaşamaya çalışacağız.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.