Bir an kayboldun gibi. Yaşadım kıyameti Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde Bir ışık bir
Bu günler belki gelirim sana. Konuşmak için değil, sadece yüzüne bakmak için. Belki senin yüzünde bulurum aradığımı. Bütün gördüğüm yüzler lakayt, hissiz. Senin yüzün nasıl? - Nazım Hikmet
Reklam
Bir de yalnızlık var, onu da hesaba katmak lazım. İlk başlarda onsuzluk sanıyorsun bunu ama değil, basbayağı yalnızlık işte. Aynalarda kendini görmekten sıkılacak kadar yalnızlık, yatağa yattığında kendi kokunu duymaktan öğürecek kadar... Kimseyi istemiyorsun yanında, ama durup durup da yalnızlıktan şikayet edesin geliyor. Bir şeyden şikayet edebilmek için bile insan lazım. Öyle hileli bir şey bu. İstiyorsun ki hep senin terk edilişinden bahsetsinler, hep seni yalnız bırakana lanetler okusunlar topluca, 'Sen de ne çok severmişsin be kardeşim' desinler, "Hak etmiyor, kızgın alevlere gelsin inşallah; sen hiç üzme kendini!' deyip hep sırtını sıvazlasınlar. Olmuyor ama. Bir dinliyorlar, iki dinliyorlar. Sonra bir bakıyorsun, sen anlatırken onlar telefonlarıyla oynuyorlar, saatlerine bakıyorlar, sigara paketinin naylonundan çiçekler yapmaya uğraşıyorlar. Senin de içinden gelmiyor işte ondan sonra, kendi kendine kalıyorsun. 'Hay ben böyle aşkın ıstırabını!' deyip kalaylayamıyorsun çünkü, aşk da senin ıstırap da. Ondan sonrası aynada kendi yüzün, yatakta kendi kokun, evin içinde şikayet bile edemeyeceğin, kendi dağınıklığın."
Aynaların mevcut olmadığı bir dünyada yaşadığını tasavvur et. Yüzünü hayal edersin, onu içinin bir çeşit dışa yansıması gibi hayal edersin. sonra varsayalım ki kırk yaşında sana bir ayna uzattılar. Dehşetini bir düşün. Tamamen yabancı bir yüz görürsün. Ve kabul etmeye yanaşmadığın şeyi net bir şekilde anlarsın. Yüzün, sen değilsin...
"Eğer yüzün hayatın ağır tokatlarıyla şiştiyse, gülümse ve şişman bir adammışsın gibi davran."
Nijerya AtasözüKitabı okudu
Hiç kimse, aynı zamanda, belirli bir ölçüde, halkın derin, gizli yaşamının da tarihçisi değilse, halkın meydandaki, gözle görülen, parlak ve kamusal yaşamının iyi bir tarihçisi olamaz; hiç kimse, her gerektiğinde, dışın tarihçisi olmasını bilmiyorsa iç yüzün de iyi bir tarihçisi olamaz.
Sayfa 283Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.