Bazen bölge halkıyla yaşadığı diyaloglar; Örneğin; “...ikincisi bana sordu: ‘Sen nerelisin?’; ‘Türk’üm’ dedim. Bu sözleri söylerken, bana sual sorana değil, arkadaşına bakıyordum. O elini göğsüne koymuş, başını selam verir gibi eğerek, ‘biz de ‘Türk’üz’ dedi. Bu kullandığı tabir acayipti, zira Orta Asya’da bilhassa halk arasında bugün, Türk tabiri kullanılmaz. Kazak, Özbek, vb. gibi mevzii isimler duyulur.”
Sayfa 166 - Post Yayın DağıtımKitabı okudu
Seyahatnameler, dönemin toplumsal yapılarını irdelemek için mühim yapıtlardır. Çünkü yazarına bağlı olarak ziyaret edilen her konuma yeni bir pencere açabilmektedir. Örneğin tüccar bir seyyah, ticari yapının işleyişinden, ticari adaletten bahsederken siyasi gayeyle gönderilen seyyah doğrudan devlet işlerine müdahil olduğundan, devlet mekanizmasının işleyişinden, yönetim içi liyakatten bahsedebilir. Ünlü Rus yazar Puşkin'le dönem Erzurum'unu gezebilir, Marco Polo ile Asya'ya açılabilirsiniz. Zafer Saraç tam burada devreye girerek hangi kitapta neye dikkat etmemiz gerektiğine, hangi basımın dikkate alınmasına, basımlardaki eksiklik veya emeğe dair muhteşem anektodlar vermektedir.Oğuzhan Saygılı'nın Kitaplarla Söyleşi eserini anımsatan bu yapıt nispeten daha dar bir kitleye hitap etmektedir. İlgilisine tavsiye olunur.
Kitap Şuuru İnsanlık Şuurudur
Kitap Şuuru
"Türk tarihi keşfedilmeyi bekleyen koca bir sandığı andırır. Bu sandığın nadide parçaları zamanın yüksek ateşinde eridikten sonra, tekrar coğrafyanın tezgâhında işlenerek farklı mücevherler olarak günümüze ulaşır.
Sayfa 30Kitabı okudu
Okur seyahatnamenin tadına vardığında öylesine geniş bir bilgi yelpazesiyle karşılaşır ki tarihi verilerle beraber tarifi imkansız keşiflerin zevkini yaşar.
"Türk tarihi keşfedilmeyi bekleyen koca bir hazine sandığını andırır."