Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Karşımıza çıkan mutluluk anlarını hemen yakalamak gerek! Uzun uzun hazırlanıp beklemek her şeyi bozuyor çok zaman.
"Anlaşılmak mı istiyorsun? Bize de tek bu gerek zaten! Kendini anla, o zaman yeterince anlaşılmış olursun. O iş seni yeterince oyalar."
Reklam
Çünkü hoşnutsuzluk -ki aslında edilgin bir durumdur- dövüşken olabilmek, kendini eyleme dönüştürebilmek için her zaman bir insan figürüne gerek duyar ve bu figür, bir fikrin sancağını taşıyan biri de olabilir; biriktirilmiş nefretin yöneltilebileceği bir nişan tahtası da: İncil'deki günah keçisi. "Halk" denen o esrarengiz varlığa verilmiş tek olanak, yalnızca insandan yola çıkarak, antropomorf düşünmektir; onun anlama ve kavrama yetisinde bütünüyle berraklaşan şey hiçbir zaman kavramlar olmaz, yalnızca kişiler olur; bu nedenle her zaman, ortada bir suç olduğunu hissettiği zaman, suçluyu görmek ister.
“insan en nihayetinde bir ada değil midir? bir ada tek başına, bir ada kadar kimsesiz. öte yandan tek başına ve kimsesiz olmanın aslında tamamıyla kötü olmadığı fikri kuşatıyor beni. zira tek başına olmak beraberinde özgürlüğü getirdiği gibi, kimsesiz olmak derinlere inmemize olanak sağlar. karakterlerin bir ada gibi işlendiği ve bir ada misali yaşamış farklı bireylerin birbirini bulduğu romanlardan keyif alıyorum. ‘a, sen burada mıydın?’, ‘evet, ben hep buradaydım’ diyen romanlardan bahsediyorum. ‘doğrusu bunca zaman tek başımaydım ama artık o kadar ıssız kalmama gerek kalmadı, senin sayende’ diyebilmek kalbimizde bir umudun doğmasını mümkün kılar. bu kitap bana tam da bu umudu tattırdı.”
Sayfa 15
Manzara değişecek; bindiğiniz otobüsler, uçaklar değişecek; gittiğiniz yerler ve tanıştığınız insanlar değişecek. Konuştuğunuz konular değişecek, gözlemleriniz değişecek ama yoldaşlık baki kalacak. Kişinin ilişkisinde yolculuk ve yoldaşlık önemli olursa hayatı hiçbir zaman tekdüze olmaz. Bu yüzden ilişkilere “ne alırım ne veririm”den ziyade birbirinize iyi bir ekip arkadaşı, iyi bir yoldaş olabilir misiniz gözüyle bakmak gerek.
Ne seninle, ne sensiz.. ~♡jhjhj:))
"Neden?" dedim kaşlarımı çatarak. "Çünkü artık çok da bir önemi yok," dedi. Sevkiyatları halletmişlerdi. Nasıl? "Neden?" dedim tekrar. Cevap vermeyip kahvesine uzandı. "O zaman artık Vega'da çalışabilirim," demiştim. "Balandin'de kalmama gerek yok." Bakışları bana dönerken, gözlerinden buna asla izin vermeyeceğini anlıyordum. "Hiçbir yere gitmiyorsun Lara, gitmekten bahsedip durma. "İstersem gideceğimi biliyorsun Milan." "İsteme o zaman," dedi birden.
Sayfa 477 - Parola yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Artık yalnız yaşamıyorum, yurtdışında da yaşamıyorum, tersine, evlendim ve yeniden Madrid'de yaşıyorum. Bir oğlum var. Henüz mini mini bir çocuk, ne konuşuyor ne yürüyor, tabii bir belleği de yok, hâlâ anlayamıyorum, nasıl oldu bu, bana uymayan, tuhaf ve yabancı bir şey gibi geliyor, oysa gece gündüz bizimle birlikte yaşıyor, doğduğundan beri
13. Yoksa inkâr edenler, “Kur’an’ı Muhammed uydurdu!” mu diyorlar? O zaman onlara de ki: “Eğer benim gibi okuma yazması bile olmayan bir kişi; böyle muhteşem sûreler ‘uydurabiliyor’ ise, o hâlde; Haydi, siz de ifâde güzelliğinde, ortaya koyduğu mükemmel hayat tarzında Kur’an’la boy ölçüşebilecek bir kitap, veya en azından Kur’an sûreleri ayarında on tane uydurulmuş sûre meydana getirin bakalım! Eğer Kur’an’ı Muhammed uydurduysa, onu susturmak için bundan daha iyi bir fırsat olabilir mi? Öyle ya, İslâm’ı yok etmek için bunca zahmet çekmeye, malınızı mülkünüzü, çoluk çocuğunuzu bu uğurda fedâ etmeye ne gerek vardı? Onun ‘uydurduğu!’ sûreler gibi birkaç sûre yazarsınız, olur biter. Zira hepiniz güzel söz söyleme sanatını iyi bilen insanlarsınız. ‘Yok buna tek başımıza güç yetiremeyiz’ diyorsanız, o zaman Allah’tan başka yardıma çağırabileceğiniz kim varsa, becerisine güvendiğiniz bütün şâirlerinizi, edebiyatçılarınızı, filozoflarınızı, ilim ve fikir adamlarınızı çağırın! Çağırın da, hepiniz el ele vererek güzellik ve doğrulukta Kur’an’la boy ölçüşebilecek on sûre, hiç değilse bir tek sûre yazın; tabii eğer bu iddianızda samîmî iseniz...
İnsan her zaman umutlarını ateşlemek ve sonsuzluğa yükselmek için can atar. Lakin sonuçları hesaba katmak gerek.
dedalus, pdfKitabı okuyor
Çünkü yazgı dişidir ve ona egemen olmak isteniyorsa sert davranıp okşamak gerek. O zaman göreceğiz ki kendini soğuk soğuk hareket edene değil, ateşli olana teslim edecektir. Yazgı, kadın olarak gençlerin dostudur, çünkü gençler çok hesap kitap yapmaz ve girişirler, daha büyük bir yüreklilik gösterip ona egemen olurlar.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.