Macaristan'da da Atatürk'ün hastalığı yakından takip ediliyor. Macar gazetelerinde konuyla ilgili sık sık haberler çıkıyordu. 1938 Eylül ayının sonlarında Saged Milletvekili ve Birinci Dünya Harbinde Galiçya'da Ruslara karşı Alman, Avusturya ve Macar kuvvetleriyle savaşan kolordumuz nezdinde irtibat subaylığı yapan aynı zamanda Türk Macar Altay Cemiyetinin ikinci reisi Hatmer Franc beraberinde üç kişi ile birlikte Budapeşte Büyükelçimiz Behiç Erkin'i ziyaret ederler. Bunlar Macar Köylüler Birliğinin idarecilerinden olup, birisi de doktordur. Atatürk'ün hastalığını alaka ve üzüntü ile takip ettiklerini söylerler. İçlerinde aynı zamanda doktor olan en yaşlıları, büyükçe bir ambalaj içinde ayn ayrı paketlenmiş, yaşkuru, yaprak, tane ve bazısı toz haline getirilmiş çeşitli nebat köklerini vererek: "Bunlar karaciğer hastalıklarının birçoğuna karşı asırlar boyu tecrübe edilmiş ilaçlardır. Bilhassa karın bölgesinde suların birikmesine mani olacak özellikleri vardır. Hiçbir zararları yoktur. Atatürk sadece sizin değil, bütün dünyanın ümidi, zamanımızın en büyük insanlarından birisidir. Vasıtanızla kendisine takdimini Macar Köylüler Birliği karar altına almıştır. Diplomalı ve tecrübeli bir hekim olarak arz ediyorum ki muhakkak faydası vardır. Gönülden şifa dileklerimizle yüksek huzuruna iletilmesini rica ediyoruz" der. Kendilerine Büyükelçimiz tarafından teşekkür edilir. Özel kurye ile İstanbul'a Dolmabahçe Sarayı'na Genel Sekreter Hasan Rıza Soyak'a gönderilir. Fakat hastalık çok ilerlediği için tatbik edilemez.
Sayfa 235 - Güven KitabeviKitabı okudu
İntihar zamanımızın moda bir hastalığı. Ben intihar edecek tip değilim.
Sayfa 121 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Türkler için yayılma alanlarından biri nasıl Batı, yani Balkanlar olduysa, Ruslar için de Güney, yani Kafkaslar oldu. Türklerin Balkanların özgür dağ­lı halklarıyla yaşadığı egemenlik mücadelesi nasıl onları şekillendirdiyse, Rusların Kafkasların özgür dağlı halklarıyla yaşadığı egemenlik mücadeleleri de onları şekillendirdi. Rus devletinin
Zamanımızın hastalığı, genellikle kişilerin rutin olarak veya işe dönerek kendileri ile meşgul olmadıkları zaman yaşadığı anlamsızlık veya "Varoluşsal boşluk" tur.
Sayfa 175Kitabı okudu
MEFKÛRESİZLİK...
- "Zamanımızın en büyük hastalığı gâyesizlik, can sıkıntısı ve anlam ve hedef eksikliğidir!.."
Sayfa 21 - Totem Yayıncılık
Uzuncaa bir alıntı:)
Herkes, yüzümde kötü eğilimlerin belirtilerini arardı aslında olmayan ama onlarca olması gereken eğilimleri: sonunda dilekleri gerçekleşti. Alçakgönüllüydüm beni hesaplılıkla suçluyorlardı: Sonunda hiç konuşmaz hale geldim. İyilikle kötülüğü ayırt edebiliyordum; anlamıyorlardı beni, herkes kırıyordu: Kin gütmeye başladım. İçime kapanık bir çocuktum, başkaları gibi şen, konuşkan değildim; onlardan üstün görüyordum kendimi ama herkes beni onlardan aşağı tutmakta söz birliği etmişti: Kıskanç oldum. Bütün dünyayı sevmeye hazırdım; değerlendiren çıkmadı: Böylelikle de nefret etmeyi öğrendim. Renksiz gençliğimi, kendime ve dünyaya karşı giriştiğim savaşta tükettim. Alaya alınmaktan korktuğum için, en iyi duygularımı yüreğimin derinliklerine gömdüm. Orada silinip gittiler. Hep doğru söyledim, inanılmadım. O zaman kandırmaya başladım. Kibarların dünyasını, toplumun işleyişini iyiden iyiye kavrayınca, hayat biliminde ustalık kazandım; başkalarının bu hastalığı kazanmadan nasıl mutluluğa ulaştıklarını gördüm; benim hiç yılmadan erişmeye çalıştığım önceliklerin tadını onlar kendilerini hiç yormadan çıkarıyorlardı o zaman içimi bir karamsarlık kapladı...
47 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.