“Eğer kadınlar, kadınlarla evlenmek zorunda oldukları için zavallı erkeklere acırlarsa, erkekler bu konuda ne hissedebilir?”
Sayfa 18 - Say yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Ünlemler iyi olmuş
Ah biz zavallı kadınlar! Biz evlendiğimizde sanıyoruz ki bir koca, bir yoldaş alıyoruz. Halbuki erkekler bize o gözle bakmıyorlar. Onların evlendiklerinde eşlerine verdikleri değer, satın alacakları bir beygir veya bir arabaya verdikleri değerden azdır. Evet, hakları var ya. Çünkü bir beygir alacaklar, eğer iyi çıkınazsa yine satmaya mecbur olacaklar. Belki de aldıkları fiyata bile satamayacaklar. Zarar etme korkusu var. Fakat karıları iyi çıkmazsa (!) tabiatları uyuşmazsa (!) hiçbir zarar etmeksizin onları bırakırlar. Başkalarını, daha iyilerini (!) alırlar. İşte bizi hayvan yerine bile koymazlar.
Sayfa 61
- Bir şey yok; yüreğim tıkandı; arasıra böyle olurum. Son­ra geçer. Bu bir dertmiş. Beni askere aha, bundan almadılar. İçimden, belki Cennet de seni bundan istememiştir, de­dim. Onunla yalnız kaldığımız zaman, bazen Cennet'in bah­sini açarım. O vakit, gözleri parıldamaya başlar. Sıska vücu­du bir yay gibi gerilir. - Nasıl hiç haber aldığın var mı? - Heriften ayrılmış diye işittim. - Ya şimdi ne yapıyormuş? - Günahı söyleyenin boynuna, kötü olmuş diyeler. Bunu duyunca ben ondan ziyade mahzun oluyorum. Fa­kat, o sırıtıyor. - Ben dedim. Ben dedim. Elbet, bir gün pişman olup gelecek. - Ya gelince kabul edecek misin? Cevap vermeden önüne bakıyor. Kendinden emin değildir. Hangimiz kendimizden emin olduk? Biz, erkekler, zavallı yaratıklarız.
Sayfa 114Kitabı okudu
Ah, siz erkekler ne zalimsiniz! Bir kızcağızın bir gözü biraz şaşı olsa ya da ayağı biraz topal olsa, zavallı evlenemeden yaşlanır gider. Kimse almak istemez. Ama sizlerin en kötüsü, en uğursuzu, en sakatı, bakarsın ki kızların en güzelini, uslusunu alır da zavallıyı tutsak eder.
Reklam
Erkekler.
Kendilerini daima bir avcı,bizi zavallı birer av olarak düşünmekten asla vazgeçmiyorlar.
- Erkekler niçin oğlan çocuk isterler, diye kendi kendine sordu. Mutlaka zavallı, yılgın ruhlarında, kanlarından gelen bu yeni adamların, kendileri yapmak akıllılığını veya yiğitliğini veya gücünü bulamadıkları şeyleri yapabilmeleri özlemi olduğu için... Bu, sanki yaşamda ele geçen son bir olanak gibi; kumar masasında varını yoğunu yitirdikten sonra bulunan yeni bir kese para gibi.
Ah zavallı kadınlar neler çekerlermiş! Biz erkekler onları kukla gibi kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine mâni oluyoruz. Bu ne rezalet ! Ne küstahlık...
Sayfa 61
Dolunayda yaban avı kafilesi yola çıkarken, genellikle kaybolmuş ve mutsuz ruhlar üzerinde hak talep ettikleri, yıkıp geçtikleri yollar boyunca onları tatlı dille peşlerinden sürükledikleri uzun zamandır bilinen bir şeymiş. Çoğu kez, bu zavallı ruhlardan bir daha hiç haber alınmazmiş. Sarhoşlar meyhaneden eve dinerken yolda kaybolurmuş. O hafta
Reklam
''Erkekler! Kendilerini daima bir avcı, bizi zavallı birer av olarak düşünmekten asla vazgeçmiyorlar. Bizim vazifemiz sadece tabi olmak, itaat etmek, istenilen şeyleri vermek... Biz isteyemeyiz, kendiliğimizden birşey vermeyiz... Ben bu ahmakça ve küstahça erkek gururundan tiksiniyorum. Anlıyor musunuz?!'
Bir Misyonerin Gözünden Çinliler
Çinliler Asya'da yaşayan diğer insanlara benzemezler. Türkler ve Araplar güzel ve yakışıklı insanlarken, Çinliler çirkin, zavallı yaratıklardır. Çinlilerin nasıl göründüklerini çay kutularının üzerinde görebilirsin çünkü Çinliler kendi resimlerini yapmayı çok severler. Genelde Çinlilerin deri rengi sarıdır ancak evlerde yaşayan hatunların renkleri güneş görmediklerinden daha açıktır. Çinlilerin siyah saçları, küçük siyah gözleri, geniş yüzleri, basık burunları ve çıkık elmacıkkemikleri vardır. Boyları kısadır ve zengin erkekler şişman olduklarından tüm Çinli erkekler şişman olmak isterler.
"Tam tersi, zavallı erkekler Suad Hanım! Bir kadının ne olduğunu anlayanlar için asıl zavallı, erkeklerdir. Kadın olmayınca bir erkek hayatının ne verimsiz, ne yağmursuz, ne çorak bir siyah çöl olduğunu bilseniz... Bunu çok erkek de bilir de sonra unutur... Bir kadının bir erkek hayatına sade varlığı ile nasıl gür ve körpelik verdiğini, ruhu bir yana bıraksak bile yalnız vücut için de nasıl büyük bir koruyucu olduğunu bilseniz...
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.